Sonsuzluk Yarım
Sonsuzluk Yarım
yoksun samanyolu bakışlım gözlerimin içinde gözlerimin içindeki boşluğu tedirgin yıldızlarla avutuyorum kaç gecedir... kaç gecedir yıldızlar batıyor gözlerime yüreğimdeki sen konulu bu mahzun göğün sağanağının yere değişinde gözlerime seslenişinin tonu... ve yalnızlığın kahkahası dudakların gibi her zerresi irkilterek buğulanmışlığımı koşturan gençliğimden arta kalanı seni ilk gördüğüm ana ayırdığım tamamımı... tamamımsın sen defterlerimden sızan asıl göğüm sıcak iklimler gibi penceremi açtıran bekleyişlere kanıtsız kuş ölümleri kadar trajik kuşkulu... ve sen varsan herhangi bir yarımım yok hiçbir sürekte tamamlandım kirpiklerini kırpış anına ilk rastladığım ağaçların çıplaklaşmaya başladığı o sapsarı belirsizlikte... yarım kalan biz değiliz ki zamanın kadere mahçup yetersizliği belki bencil ölümlerde aşkımıza haset o kör talihsizlik belki gözden kaçırmak kayan birkaç yıldızı oysa karıncanın ter döküşünü paylaşıyorum seni düşlemekle kelebeğin onurlu ümidini toprağın alçakgönüllü tasasını denizlerin çivit özlemlerle köpürüşünü ve tamam diyorum kendi kendime tamam sonsuzluk yarım sensizlik yarim... yağmur yorgunu bulutlardan korkuyorum sensiz görülür diye rezilliğim caddeler nahoş edalıyken yorulmak istemiyorum duraklarda dolmuş camlarında yalnızlığımın silik siluetli sessiz senfonisi inan yokluğunla susmak oyunu oynamıyorum saçları çam kokulum sevdanla gürül gürül şiirler kanar ıssız döl yatağında yüreğimin... en azından tamamlanır bir yarım sonsuzluktan utanırım... yoksun samanyolu bakışlım yıldız tozlu kirpiklerinin hışırtısına uzağım üstüme hiçbir sonun sonunu almak istemiyorum ilk ağlayanı ben oldum son güleni olmayacak bu öykünün çünkü sonsuzluk yarım çünkü sensizlik yarim... Kağan İşçen |