Ve bir gece... Onun için daima sırlarla dolu Mayıs ayında bir gece, (25 Mayıs 1983) yatağında doğrulup, elâ gözlerini pencereden dışarıya, derin karanlığa dikti. Ne gördü ki; pembeden daha kırmızı dudakları hafifçe kıpırdadı:
"Demek böyle ölünürmüş!.."
Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm Gözlerimde son marifet, Azrail`e tebessüm ...
Necip Fazıl Kısakürek
Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş. Süt beyaz duvarlarda çivilerin gölgesi; Artık ne bir çıtırdı, nede bir ayak sesi....
Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü; Üstü boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi; Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi. Son nefesle göğsü boş, eli boş uzanmış yana; Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahzap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir iz var; Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar. Sarkık dudaklarında sılı titrek bir an; Belliki birden bire gitmis çarpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm.. Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BÜYÜK USTA NUR İÇİNDE YAT şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BÜYÜK USTA NUR İÇİNDE YAT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Rahmet diliyorum üstada Duyarlı yüreğinize saygılarımı bıraktım sağolun dost şiiri yaşatmak emekçisine verilen değerden geçer daima gönül sesiniz hiç susmasın sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.
Ve bir gece... Onun için daima sırlarla dolu Mayıs ayında bir gece, (25 Mayıs 1983) yatağında doğrulup, elâ gözlerini pencereden dışarıya, derin karanlığa dikti. Ne gördü ki; pembeden daha kırmızı dudakları hafifçe kıpırdadı:
"Demek böyle ölünürmüş!.."
Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm Gözlerimde son marifet, Azrail`e tebessüm ...
Necip Fazıl Kısakürek
Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş; Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş. Süt beyaz duvarlarda çivilerin gölgesi; Artık ne bir çıtırdı, nede bir ayak sesi....
Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü; Üstü boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi; Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi. Son nefesle göğsü boş, eli boş uzanmış yana; Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahzap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir iz var; Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar. Sarkık dudaklarında sılı titrek bir an; Belliki birden bire gitmis çarpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm.. Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm....
Necip Fazıl Kısakürek
Bu şiire puan verilmez, yürek verilir. Bu şiire yorum yazılmaz, saygıya durulur. Gerçekten büyük şairlerin eseri böyle, Yüce kişilerin ölümü de öyle olur. MY.
NUR İÇİNDE YATSIN! ALLAH AMELİNCE RAHMET EYLESİN! BİR HAYIRA VESİLE OLDUĞUNUZ İÇİN, SİZE DE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. SAYGILARIMLA...
Ağlamak boşa bugün, sızlamak boşa bugün, Bir fatiha okuyan, sana candan dost bugün, Ölüm güzel olmasa, ölür müydü peygamber, Senden aldım bu sözü, sana veririm bu gün.
Duyarlı yüreğinize saygılarımı bıraktım sağolun dost şiiri yaşatmak emekçisine verilen değerden geçer daima gönül sesiniz hiç susmasın sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.