KÜS ÇİÇEĞİ
Bir aşk cenazesi kalkıyor yüreğimden
İçi sen dolu gemiler yanaşıyor gecelerime Ağzı süt kokan anılarımı sıralamışlar kumsala Ellerimle kefenliyorum kendimi Uzak kent mezarlıklarına gömüyorum duygularımı Kapısı olmayan kentlerden geçiyorum Mülteci duygularımın kaçış planları dökülüyor gri taşlara Bilir misin Süheyl Ben kendimi bende kaybettim İçyüzümü çeviriyorum tersine En sen yanım saklıydı orada Titrek dudaklarında d/okunduğum içinde İşte tam kimliğimi unuttuğum şehir orasıydı Özlemleri de teşrik-i mesaisiydi İçime batarak uzayıp giden yolların Baskın yemiş arka sokaklarda Mutluluktan bozma yamalı hüzünlerim asılmış Küs mevsiminin yüzünde kaybettim bendeki beni Bul beni Süheyl Senden kaçarken bindiğim tren bir küs durağında durdu Küs mevsimin soğuğunda titriyordu kent Küs çiçeğinin kokusu sarmıştı her yanı Uzadı gölgem dev adımlarla kaçtım kendimden Oysa Süheyl Oysa Kaçarken sakladığım Yeni yetme kelimelerim vardı daha yüzünü yırtamadığım Bir Elifte susturdum, mim boyunda yalnızlığı B/aşka kaçış adında elemide vuruldu Girdap bozuğu yüzüm İsyanımın tavan yaptığı gecelerde Duygularımı soyunup, senin yüreğini giyiniyorum Bir türlü Bir türlü sen olamıyorum Süheyl olamıyorum Devrik cümleli tabancamla vuruyordum kendimi Saçlarından akan yağmurlara tutunup Oradan düştüm topuklarına Sen uykuların en koyu yanında palazlarken düşlerini Ben her gece binlerce kez sana d/üşüyorum Aslında Süheyl Ben içimdeki bana kaçtım Ve sesimi alıp gitmişlerdi benden Bağırıyordum ıssızıma duran koridorlar boyu Kim/se duymuyor beni Geceye Karadeniz akıtıyordum, Senden kalan tozları Marmara ile yıkıyordum En eşkıya yanlarınla vurdun içime düşen küs çiçeklerini Sarı bir perçemin uçunda kaldırırken cenazemi Hüzün arası sen numaralı şiirler bırakıyorum kapılara Yoruldum Süheyl Yoruldum bendeki beni aramaktan Bul beni Bul da kapat kurumuş bir çiçek gibi. Elinden düşmeyen kitap arasına Kapat Sayın Üstadım Faruk Civelek Bey’e iç sesime ses olduğu için sonsuz saygılarımlı sunuyorum |
İçi sen dolu gemiler yanaşıyor gecelerime
Ağzı süt kokan anılarımı sıralamışlar kumsala
Ellerimle kefenliyorum kendimi
Uzak kent mezarlıklarına gömüyorum duygularımı
Kapısı olmayan kentlerden geçiyorum
Mülteci duygularımın kaçış planları dökülüyor gri taşlara
Bilir misin Süheyl
Ben kendimi bende kaybettim
İçyüzümü çeviriyorum tersine
En sen yanım saklıydı orada
Titrek dudaklarında d/okunduğum içinde
İşte tam kimliğimi unuttuğum şehir orasıydı
Özlemide teşviki mesaisiydi
İçime batarak uzayıp giden yolların
Yine şiirinde hüzün yağmurları mazinin ezikliği ve de özlemlerin ne denli gözlerinde akan yaşların hüznüyle dizelerde aynaya bakan gözlerindi....