ANAFOR/ yalnız, aşk masumdur / İliştirmeli bir tiril denizi göğsünde kuruyan korkusuna vedanın… atları nallanmış zamanına eski eyerler yakıştırarak el verilmez her vedaya uzaklar dibimizde saklı yakınlar çok uzak… fotoğraf köşesinde el(im)veda akşam kokuyor akşamları kıyısına demirlediğim şehir elimden uçan kuş/luk renginde yitirdiğim maviye çalan şiir… üç paralık saltanat… usul usul dinlediğim bir ben bildim düşümü okşamayı usançsız körkütükken rakı dibinde sevdiğim sarhoşluklar ne yana baksam yalnız duvar içi boş bir harabe nerede olsam benim güzel sevgilim yanımda yokluğun var belki de hiç olmamışlığın kandırmıştır beni zamana karşı tutulan zaman kum saatinden akan ter yenilginin nedeni kaç baskında eğildim ben zehir oldu aklıma sızan duman ateşe kül ektik dudaklarımızdaki kıvılcımla bende kök saldı bu kent demiri paslı duraklarda ince belli yağmur ıslattı sere serpe en uzun gecesi beklenen en yaşlı yalnızlığımı vurduğunda kara kaplı karaltı vızıldadı başımdaki ışığa yıldızdı göktü ateşti yağan sessizlikti bir tüfengin ucunu ses içinde bırakan aklım pusu kuşuna ödünç inan/sana dilim bağlı baldıranlar kovaladı nabzımı haddimizi aştık sırayla Nevzat KONŞER Temmuz 010 |
Kalite budur işte.
Özgün imgelerle yazılmış etkileyici bir şiir okudum kaleminizden.
Daha çok okuyacağım bu kalemi.
Tebrik ve takdirlerimle.