Çocukluğumun bayram sabahları: O anlatımı emsalsiz, yarım yamalak duygular Bahara denktir ruhumun çiçekzamanı Erik ağaçlarının doyumsuz sergisi Tomurcuğa giden, çiçeğe uzanan mevsim Papatyadan ötesi yok, laleler, bir de gelincikler Sabahın yeşile arzusu, doyumsuz sevda! Küçük pencerede süslü bir sabah fotoğrafı Ve ardınca açılmış sanatın en güzel yüzü…
Çocukluğumun bayram sabahları: Annemin o çocuksu, melek sesi Ellerin en yumuşağı, merhamet yumağı yüz Ve gül bahçelerine götüren en sıcak öpücük İşte, yine Annemin buğulu şefkati Kuş seslerinden demet, denizlerden buket Anneciğim!
Çocukluğumun bayram sabahları: Dededen kalma köklü alışkanlık Uykulu, yumuk, şaşkın gözlerim İri bir kâbusun tatlı rüyâyla çöküşü birden! Dünyaya dönüş, evimizin tarifsiz rahatlığı Çocukluğumun tek hamlede zıplayışı yataktan İnancın gölgesindeki küçük dünya Tenime çalınan masumane menfaat Bambaşka bir hazza ulaşmanın ilk demi O heyecanlı, o gariban sabırsızlık!
Çocukluğumun bayram sabahları: İçimde kaynayan deli kazanlar Sabah soğuğunun okşayan kimliği Ve o bildik ibadet sofrasında secdeye varış Sonra ölülerimize açtığımız kudretli eller Yüreğimi esir alan isimsiz bir anlaşılmazlık! Midemde çalan vakitli senfoni Ve sevdiğim anların en doyurucusu Tek yumruk oturduğumuz o büyülü sofra…
Çocukluğumun bayram sabahları: Annemden gelen ilk öpücük Babamın buna bir şeyler ekleyişi Ve el öpmelerin sonundaki birkaç kuruş: Kuruşların en değerlisi küçük ellerimde büyüyen! Elma şekerleri, dondurmalar, şekerlemeler Torbalarımızda can bulan avuç avuç fıstık Komşularımızın duaları, cebimize konan en yakın harçlıklar Bayramların en mübâreği çocukluğumdan geçen… Bencillik adına yaptığım her şey: Bilyelerimin mücevher görüntüsüne bürünmesi önümde İyinin değil, çok çok iyinin hep bende bulunuşu Ve çocukluğumu çocukluk yapan tüm çocukluklar işte!
Çocukluğumun bayram sabahları: Hatırladığım en güzel günleri ömrümün Annemden, babamdan, kardeşlerimden kalan Yaşanması imkânsız, tarifi zor, eşsiz hatıra! Çocukluğumun bayram sabahları: Yüreğimde dipsiz kuyular bırakan anlatımsız günler Büyüdüğüme defalarca isyan ettiren Çocukluğumun bayram sabahları Yetişkinliğime pişman ettiren Anlatımı imkânsız, o emsalsiz hatıra!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çocukluğumun bayram sabahları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çocukluğumun bayram sabahları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bayram değil seyran değil şair. Özlettin bize eski günleri. En son bayram sabahını düşündüm yaşlandıkmı ne? Kendi çocuklarım gezdi bayramda ben evde bekledim gelenleri. Ama gönlüm çocuklarla gitti ev ev dolaştı geldi sanki. Ah dedim neymiş o günler.Maalesef eski bayramlar yok.Eski bizlerde yokuz tabii.Yerimizi çocuklara gönlümüzü çocukluk günlerimide bırakmışızda bayramlarda düşüyor aklımıza haberimiz yok.
Herkesin ayağı bir tür camiye düşmüştür,belki de ömrünün çoğunu burada geçirenlerde oldu geçmişte, ama,"Süleymaniye'de Bayram Sabahı" şiirinin yazılması için Yahya KEMAL'i bekliyorduk. O, bir sabah bayrama camiden bakmıştı. Bu şiir evimizin içinden ve çocuk gözlerimizden bakıyor. Hepimize düşecek çok pay var. Ben,benimkilerle gidiyorum;ayağımda trabzon lastikleri,elelrimi hohlayarak ve karları yararak!...Önce Vahide bibi'ye...
En son bayram sabahını düşündüm yaşlandıkmı ne? Kendi çocuklarım gezdi bayramda ben evde bekledim gelenleri. Ama gönlüm çocuklarla gitti ev ev dolaştı geldi sanki.
Ah dedim neymiş o günler.Maalesef eski bayramlar yok.Eski bizlerde yokuz tabii.Yerimizi çocuklara gönlümüzü çocukluk günlerimide bırakmışızda bayramlarda düşüyor aklımıza haberimiz yok.
Tebrikler Nevzat bey.
Sevgi ve selamlarımla.