Ömrüm Kıskaçta
Ömrüm Kıskaçta
öyle bir acıktım sana seni sevmeye konuşmayı inançlarına ters özleyişlerinle eskimemeyi bak hala birgün geleceğim diyorum değiliz daha eşiğinde son oyun çığlığımızın ve ezilmiş çimenler kokarken susuşumuzun heveslerimize küskün ırmağında bak hala birgün geleceğim diyorum sakla yokluğumu derinden hissetmişliğini seni bir tomurcuğun açılışının narin yolculuğunda alacağım kendinden sakla sendeki yokluğumu farkında olmadığın ilk ve son yolculuğumu kırgın vakitlere dek otururduk bakışlarımızın özlemleri hayrete düşüren sınırsızlığı dudaklarımız kalem olurdu yüreklerimizin hırslı sayfalarına gidişin eğri kaldırımları dost bildirirdi gönül ağrılarıma acılı bitab yıkık el ayak çekilirdi yalnızlığımdan bile ömür üvey kardeşim olurdu yaşamaksa analığım hayallerimin direğiydi yamacı öfke dağlarımın gidişiyle sel götürürdü neyim varsa... kayalıklara dikerdim gözlerimi ürperince öğlen sızılarım yanağımda yanımda yoksun … zaman belasıyla sürgitlerde kıskaçta ömrüm... korkmadığım bu engerekleşme zindanlaştıramayacak aşka ulaşma sürekliliğimi kıvırcık ve kırçıl eskiyecek yüzüm kapıma zorla dayanacak öğle sonraları ama artık ben hiçbir vakte çocuk olmayacağım durgun göllere ağlar içimdeki ırmak gözlerimi kapasam karanlığa haksızlık olur yanımda yoksun... Kağan İşçen |
yamacı öfke dağlarımın
gidişiyle sel götürürdü
neyim varsa...
kayalıklara dikerdim gözlerimi
ürperince öğlen sızılarım yanağımda
yanımda yoksun …
zaman belasıyla sürgitlerde kıskaçta ömrüm...
Kağan yine güzel bir çalışma,ellerine ve yüregine sağlık.
Saygılar........