Sen gidersen
Sen gidersen
Benden ne kalır Geriye… Kapalı mektupları ağırlaştıran sözcüklerden Kapalı kapıların ardında saklar gibi gölgeleri İçimden ayrılıp yollara düşen hayallerden başka Kaç satır kalır ayrılığından bu şehre yağan Ve kim kalır ayrı kalan bir yürekle baş başa Yağmurlar talan ederken şehri Başı yastıklara büyük ayrılıklar düğümlenir Su içmek için bölünen geceler yırtılırken Ay ışından yol yapılır uzaklara Martıların seslerinden ayrı limanlar Uzak kentlerin sisine cevap verir Yangınlar içimden üşüyen bir mumla Yıkık evlerin hatıraları kalır avuçlara Pencerelerinden bakan iki çift göz Odalarında soyunan kalpler Yazılar kalır duvarlara çizilmiş Hala yanan taş duvarlar kalır Ayrılığından üşüyen toprağa Susuzluğun gözlerinden okununca Biraz kuraklık eser toprağı avuçlayan Kaç kere ekilir Öyle gidilen ayakları tutmak için beden Neresinden kopup filizlenir Ve ne verebilirsin Paylaşılmadıkça azalmıyorsa yalnızlık… Yazıların boşluklu satır başlarına sığınmış Güneş gibi kirpiklerimden süzülüp Parmak uçlarımı yakan bir ateş gibi Sığınırsın içime Mevsimlerin çaldığı kapılara el sürer Her koşan arabanın önüne atılırım Kaç dümen kırılır yaralarımdan Karaya vuran bir gemi gibi acıttığında canımı Şarkıların aralarında koşan ezgiler gibi Mırıldanıp kedilerin arasına sokulur gece Boş sokaklara isimler veririm belki Adın boş sokaklarda gezer gölgelerim gibi Mum ışıklarının suretlerinde birleşir avuçlarım Tren seslerinin raylarından akıp gider zaman Peronların arasından süzme ışıklar yankılanır Gittin de yalnız kalır Bu şehir… Yalnızlığımı paylaşan avuçları doldurur Bardaklar Bedenimin üstüne çizilen kesiklerden Çıkılır yaslanmış dağların eteklerine Bulutların oturduğu o deniz kıyısı Sarhoş sandalların batmasıyla uyanır deniz Ayrılan kıyılardan yürüdüğüm saatlere vurur Güneş Asıp çıktığım askılarda unuturum hayatı Neşemi parmak izlerimde Dudaklarımda seni hatırlatan tatları Vurduğunda silah sesini saçlarıma Duygularımdan arta kalan sesler olur Hep battığında limandan ayrılan gemiler… Sardım dudaklarımı kime çeyiz gidecekse Suspus oldum içimde silik bir nokta gibi Şimdi sana gitmek zaman alır ömrümden Çıkardım sevgi sözcüklerini içimden Bırakıp yastıkları uykularımdan firari gecelere Ne kadar gece varsa sürdüm dudaklarıma Uykusuz deniz gibi simsiyah gece sırtımda Susup sokak lambalarına yaslanıp Rüzgâra bırakıyorum buruşuk resimleri Cam kırıklarından parça parça Ateşler yakıyorum dokuduğun çerçevelerden Bıraktım yüreğimi Hüzün dolu sayfaların arasına Yüzemez şimdi hangi kâğıttan olsa da gemi Adın açılsa çarşaflar gibi yine rüzgâr yutar Kelimeler Susarım avazım çıktığı kadar titrerken bulutlar Beşikten çıkan sesler gibi kırılır yüreğim Bir yara büyütür kucağımda ayrılıklar Kavurur kangren olmuş ayrılıklar gibi Azar azar koparak eksilir sevgiler Tuttuğun yanımdan Sen gidersen Ne kalır geriye Kaç satır Kaç saat Kaç ben Kalır bedenimde… Ne kalır bedenimden geriye Sen gidersin Her şey gider… Bilmedin gidenle gidilir Sevgiye… //Se |
Ne kalır geriye
Kaç satır
Kaç saat
Kaç ben
Kalır bedenimde…
Ne kalır bedenimden geriye
Sen gidersin
Her şey gider…
Bilmedin gidenle gidilir
Sevgiye…
Giden gitmiştir küllerinden doğmanı gerekir arkadaşım...........