İBRİN
Yasak kapılardan geçtim seninle
Bir sır düşürdüm ibrin gözlerime sende Sevdalı bakış delerken intihar düşlerimin perdesini Nasılda sürdün gecenin karasını ibrin yüzüme Öylesine baktım ay ışığında gözlerine Nasılda döküldüm karanlığın delaletinde gölgesine Hiç korkmadan Dönülmez uykularda yürür gibi Yürüdüm Sana kendi içimde yasakları eze eze Nerden bilirdim ki ibrin Ah nasıl bilirdim Ucu yanık kelimeler dokunacak dilime Kavuracak kabuğu kalkmış ismini Dokunamadığım saçlarında gezinirken ellerim Dilimin yabancısıydı sana sığınan cümlelerim ibrin Biz bir günahın mahkûm çocuklarıydık ibrin Pasın demiri yemesi gibi yavaş yavaş çürütüyorduk içimizi Ah İbrin ah Ruhum arınmak istiyor senin nehirlerinde Bırak soluklanayım bir an ki Dursun nefesim nefesinde Desem de İçime sardığın otları söküp atmak istiyorum da Bir türlü atamıyorum ibrin Sen ibrin Sen Durulur da hazan kahverengi gözlerinde Hayalini savurur ruhu aliye mi ibrin Yatağımda işgalci bedenler Konaklarken yastığımın köşe başlarına Neden yoksun ibrin Saçlarında tutunduğum yasak duyguların Kızıl kanlı ellerimde güz mevsiminin solgun yüzü Bir cümlenin alazında tutuşan yüreğim Avuçlarında teslimken Sarp yokuşlarda battı dikenler gözlerime Ben yasaklı kentinin sefil aşığı Söylemem adını kimseye ibrin Kendime bile Sözün gelişi baktım yüzüne ibrin Döküldüm cehennemine İBRİN :Yüzü çok parlak ve güzel olan sevgili. Lemide Safiye ÇAKIR |
TEBRİK VE SAYGIMLA
İSMAİL YILMAZ