Ateşe Yaslanmış Ünlem Dansıdağınık günlerin kravatını bağlıyorum gülüşlerinle içimde kaydı kayacak bir soğukluk sol elimin baş parmağı yaslı horozdaki tetiğe dur açma makinist! esmer resimlerin üzerini göğsüm acıyor! muskası işe yaramıyor konuşmuyor şifa haddini aşmış yaralar benimle... kaktüs donanımlı fallar bile bıktı isimsiz içtimalardan ganimeti çulsuz birikintiler yoklama kaybı yine ’ateşe yürü’ çıkıyor dayatmalı sek iltihaplar tüm u dönüşleri yasak! yazılı levhaların dibinde arıyorum seni içimde çoğalıyorsun giderek ürüyorsun hesapsız ünlemlerin tohumunu yok ederek deccal bekliyor ölüm ağızlı çocuklar sek sek oynuyoruz azraille sabah akşam... ne kıta kalmış gözlerimde ne menzili silik sureti gidişinin tek bir neferi kalmış ordu savaşı bu _yedi yirmidört _ emniyeti çatlak nefeslerin genzinde sorguda doldur boşalt hüzün nağmeleri genzi azıya almış bir anne duasının serabı kalmış aksinden günahı bana da sevabı sana niye? yok edeceğim elbet bir gün topyekun içimdeki senin içemediğim o iyelik halini hem tanrı kabul etmiyor içimdeki ayrılıkçı militan seslerini hâkir gülüşlerini dolduruyorum heybeme azık diye yetmez mi bu karanlık, bu eza sence karıncalar bile teyemmüm halime isyanda yazık diye acıyorlar günahı çıplak kurşunun italik haline!.. ben seni tüm mevsimlerin çiçekli anlarında koymuştum vazoya bırakıp gitmek! laf sadece elinin değmediği iki dudak arası duası sadece onu deme bana cephe ardı dili öğrendiğin zaman sakla kendini esas bir seans daha oynayacağız bu oyunu ya çarmıhı olacağız bu günahın ya günahların çarpanlarına cehennem tahtaları ama artık işten geçti asla tek kişik oynamayacağız öğren bunu... bir kere kurşun yerinden çıktı ya bir gülüş anındaki şuh poz olacak dudaklarıma ya bir günah çukuru gamzelerin satır aralarını dilemma basmış hikâye bu bir yanı totemli cazibeler masalı bir yanı kurşun ucunda cehennem belki yine boşluk doldurmaca oynarız ama artık hiç bir boşluk satırlarına almayacak bizi artık tek başımıza yanmayacağız ateşe yaslanmış bir ünlem gibi!.. ToprağınSesi . |
toprağın deseni alacalı biraz
dün sürüldü davağa
bugün yeşil bir dua
kırık bir vazonun ucunda
ateşle külün dansı
tebnriklerimle