Kara Kuru Peşreviyilik saatlerini nerde bıraktın ey gönül kuşum hiç böylesini görmemiştim ve bu yağmur böceklerine aldırmazlık yüreğini taşıyacak gücün yoksa bırak özlemeyi nihavend zamanlarını bak artık benim bile gözlerimde o kara kuru peşrev azıksız çıkıyorum son kadehimi kaldırma yolculuğuma ne kalbimin kırıklığını karşılayacak bir sardunya sadeliği ne boynumu saracak ekmek kokulu bir unutmazlık beni tutacak bir ihanet bile kalmamış şehirde ağaçları bırak yeşillikleriyle kalsınlar gönül kuşum yalnızlık almaz hiçbir canı mektupsuzsa gözyaşları kemane sesli içsel seslenişli ağlayışlarını paylaş yaz aylarıyla kışa büyük ağlamalar hazırla gözlerinin tuzu sarsın seni atla hayatın üstünü en akıllı işini yap yalancıksızlığının atla hayatın üstünü atla ulaş benim gibiliğe ne hayat ne kaldırımların gri sarsıcılığı çizdim üstünü zamanı dolduran ne varsa bu kırmızı temaşa bu pembe geceliği dokunuşların görmüyorum hiçbirini göz kırpışındayım salıncaklarımla yakamoz yüklü saygınlığına ölüyorum göz göre göre haksızca ölüyorum affet beni ölüm bana değil ben ölüme haksızlığım şimdi babasız geçirilen bir bayram gibi sağanağınım… bol adımlarımla yürünmeye doyar yeryüzü bunu bildiğini biliyorum gönül kuşum… Kağan İşçen |
sağanağınım… bol adımlarımla yürünmeye doyar yeryüzü
bunu bildiğini biliyorum gönül kuşum…
güzel bir çalışmaydı...saygıyla