Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
Nefesimde ilk tespih, zikir ulu çınardan, Daha haberim yokken, ne anadan ne yardan Hasretinin ninnisi, ufkumda çığır açtı, Sende en güzel duygu, kavuşmayan kulaçtı Sen soysuza süt-liman, özüne kahır şehir, Savaşlar arenası, ilk şehir, ahir şehir Sen cennet diyarında cehennem iki baştan; Gökdelenler bunağı, çamuru harcı yaştan
Tüm ahların mezadı, gençliğim, ah! İstanbul Surlarına değmeden, geçtiğim, ah! İstanbul Daha şafak sökmeden, kaç göz sende sönecek? Kaf dağından umutlar, viraneye dönecek
Met-hü sena oynağı, ehli-zemzem, ehli-nar, Ol Rasül söylemese, olurdum sana ağyar Köklerinin bir kaçı, kalmış yaban’a ulak, Tecelliden nasipsiz, sende kalp sende kulak Beyoğlu’nda azmışın, tepinir korhanede, Tarlabaşı’nda açlık, kıvranır körhanede Hani altın taşların? Toprak nerde? sen nerde? Lokmaya katık olmuş, o ar denilen perde
Tüm hayalleri yakıp, yıktığım, ah! İstanbul Kapılarını çakıp, çıktığım, ah! İstanbul Martılardan yem kapan yıldız, bir gün sönecek, Bekleme! Ayrılanlar sana geri dönecek
Ey! Masalların şehri, derde ilham konağı, Şuara sığınağı, söze gülfem dudağı Sanırsın tarih senle, insanlık senle başlar, Bilinmez ki denizin, geçmişi tenle başlar Nice leventler uçtu, of! Bile denilmedi, Ne bitmez iştahın var, hep yedi yenilmedi Ayrılık yaftasına, an dedin, şuan dedin, Her gönül bağlayana, işte an, buan dedin
Hislerim, duygularım, biçmişim, ah! İstanbul Dünlerim, yarınlarım, geçmişim, ah! İstanbul Kördüğüm çözülmüyor, hilelerin ağların, Hiç halini sormuyor, gülenlerin ağların
Ehli küfür diyarı, İslam’dan önce asıl, O semavi buyruğu, sıkı tut, iyi asıl Yoksa bahadırlığın, şanı sana, dâr olur, Evliyalar diyarı çöl olur, nazar olur Göklerin aydınlığı yol veriyorsa sana; Bengisu iksirinden durma iç, kana kana Ayırt et, bir eyleme, servileri yelleri Doğacak günü bekler, yediveren gülleri
Derelerim çaylarım, içmişim, ah! İstanbul Köşklerim saraylarım, göçmüşüm, ah! İstanbul Yetmiş ırk yumağından sarılmış inci, darı, Azın çılgın nimetten, çoğun arar mezarı… 12.04.2011 Abdurrahim KÜÇÜK
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ah! istanbul... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ah! istanbul... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
AHRAZIN DİLİNİ AMA/NIN GÖZÜNÜ AÇAN EFSUNLU BELDE KİMLERE İLHAM KAYNAĞI OLMADI Kİ? ANLAM VE ANLATIMI ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR Dİ. TEBRİKLER VE DE SAYGILAR...HŞT
KİMLERE İLHAM KAYNAĞI OLMADI Kİ?
ANLAM VE ANLATIMI ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR Dİ.
TEBRİKLER VE DE SAYGILAR...HŞT