EFENDİM-II-Seninle maksadın buldu arzın ölü toprağı Anladı ağaçlar bile niçin taşır yaprağı Çünkü nurun Ruşen etti zindan olmuş dünyayı Gül cemalin gülsen etti dikendeki mumyayı Rahme düştün çiçek açtı zulmetin bağrında taş Teşrifinle cana geldi kimsizin gözünde yaş Ayak basışınla başlar bitmeyen ümmet derdin Gözün açtın ilk nefeste Yârab ümmeti derdin Doğum günün ta geceden semalarda sezildi Canlar öncesinde senin pakı soyun çizildi Tecellinle kâhı taştı, kâhı durdu, çöl, ırmak Sapıtmışlar ağlaşırken öksüze oldun sığnak Sen bilirdin yetim derdin sende öyle doğmuştun Yıllar sonra bu sevginle gözyaşına boğmuştun Kundağından sıyrılırken düştün anne koynundan Öksüzlük huzmesi aldı yetimliği boynundan Hamrunu yoğurdu rahman yetim, öksüz suyuyla Başka türlü baş edilmez azmışların huyuyla Ne zaman alışsa kucak nurdan teni sarmaya Hikmetinden sual olmaz gelir onu almaya Tam alırken baba kokusunu büyük babadan O nu da götürdü Mevla çekti aldı aradan Sen senidin, sen Ahmet’tin Muhammet Mustafa Son ümmetin server’iydin yok idi sana sefa Geçecektin bir bir dünya imtihan surlarını Yenmek için putlarını o yamyam kullarını Öylesine azmışlardı yemişlerdi başları Öz kızlara çukurlarda atmışlardı taşları Onlar için bir zül idi kızlara baba olmak Azmışlığın hudutları bu kadar olur ancak Allah seni sarmalıydı sapkınların şerrinden Köhne saltanatlar ürker hakikat neferinden Öyle ol ki uzak dursun kirli kalpler, desise Ruh iklimi aldanmasın sır saklayan nefis’e Yolun şavkı ümmetini hakka sebil olmalı Seni öldürmeye gelen sende hayat bulmalı Örnek insan önder insan ey nebiler sultanı Yüz bin kere feda olsun yoluna koyduk canı Kulluk anlamaktır elbet yaratılış hikmeti Onun adı Muhammed’dir, doğru onun ümmeti Diğer ümmetlerde elbet aynı boydan geldiler Tek farkları göklerin buyruğun yere serdiler En son demde cem eğlendi inanlar bir safta Son kitap armağan etti onlara altın yafta Dedi ki ‘kat’ı İndullah’ ‘din’i İslam dinidir Gayrisi yolun sapıtmış azmış insan kinidir Bu uğurda nice hak nebi gelip geçti amma En son gelen peygamberi sakın başkası sanma Yetimlik mektebi bitti öksüzlük geldi sere Ticaretle uğraşırken alıp götürdü nere Nübüvvet müjdesi verdi ona Şam’ın yolları ‘Hıra’da başlayıp bitti aşkın halvet kolları Gel dedi yaradan ona bu buyruğu al götür Kullarıma son Resulsün vazifeni yap otur Orda başladı habipin kullarına hasreti Onun ancak ümmetidir bu cihanda serveti Can siperim servetinden ayrı koyma kulunu Azmışların yollarından çevir benim yolumu Kulluk için bizi kullarından gayrı kayırma Sevgilinden bizi orda ayrı sayıp ayırma 04.09.2010 Abdurrahim ÜÇÜK |