Kangren En Çok Ruhu Severdüşük cümleli hüzün saatleridir başımda yaslı bir sicimin inceldiği sözcük sözcük alnıma batan hasta kokulu koridorlarda uluyan bir doğum haberiyle başkalarına ait olan mut sevinci çarşaf gibi açılan müjdenin güvercinleri ve karımın kanadında çırpınan elem soylu göz düşümleri bebekler yaşamayı mı bilir daha çok yoksa ölmeyi mi boydan gecelikli operasyonların giydirildiği bir ibrişim anında -kürtajı yapılabilir mi korkuların da?- neresinden baksam kesik nefes tutulma zamanıydı neresinden tutsam koğuşların soğuk demiri içimde müebbetin tecavüzü uzuvlarımda öksüz gök gibi aksıran kan numaralı odalarında ağlamanın çenemde dünden kalmış iğreti bir gülüşle yaşamak körkütük ağır ve sağır narkozlarda -kangren en çok da ruhu sever- avuçlarında titreyen öyküler gördüm gecesi dinmeyen özlemli kadınların çilehanelerinde soğuk tülbentler ölü çocuklarına örttükleri dualar dinledim elif ve vav içine gizlenen murassa bir ayet meleklerin ses tellerinde akordu yapılmış tesellilerle -ben gökten öğrendim ağlamayı- Nevzat KONŞER Nisan 11 |