Yıldız Kırığı
Yıldız Kırığı
susmanın çığlığını öğrendim resminle kime güldüysen onda bırakmışsın sesini kusursuzca aklıma taktığım isminle görmüyorum yollarımın ötesini berisini yürek atımı bin yıllar yaşadım soluksuz yaranamadım bir türlü zamana zamansızdım sır gibi meydan okuyorum dünyaya kınsız güvendiğim yıldızlar kırılıp dökülse de gözlerime acı çöplüğümü dağıttı rüzgarın şaşırtıcı bulamadın bende bıraktığın alımlı acıları ben bana yaşattığın acılara bile kıyamadım paylaşmadım kimseyle avuçlarımdaki gözyaşlarımı sakladım şehre küskün çatı katında düşlerimin sözlerinin caddesinde yürüyorum yalınayak ışıksız sözcüklerin batıyor ayaklarıma kanıyorum usul usul kanımla beslensin dilin sakınma benden küfürlerini lüzumsuz ölmemem için gereken ne varsa yap bir tanem yakışıklı bir iyimserlikle gidiyorum sendeki senden kendimdeki sana... Kağan İşçen |