18
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
5742
Okunma

Geçmiş zamanlardan çağırıldı söz
“zurnada peşrev olmaz”…
kuralsız göçlerde çalındı hayat
bahtın sesinden düşenle avuçlandı
z/aman…
…
Gittiler… anıları sırtlarına vurup
çarıklarında doğan güneşle
alışık mevsimlerdi el/veda
evliya çelebi söyledi doğruyu
zurna denilen boru
pirinç, tunç ve gümüş maden teninde
ne çok düş soyundu…
…
geç kalan gidişlerdi yol alan diyarlar
kırık akortlarda geçen boru sesi telaşlı
hüznü dizginlerinde tutan
göç bağırır toprak yalın ayak…
nefesinde yarım tiz bir nota
tohum ekili bir annenin karnı
diğeri eteğinden tutamaklı
dudağından yayılır kalk sesi
ova, dağ, bayır ayak izi
eğri boyunlu borunun dili tortu
savaş artığı, tan bulaşığı
“nay-ı Turki” kutsadı “nefir-i rihletler”
üfledikçe sıklaşan ayrılık saati
eski bir deyiştir güne kalan
zurnada peşrev olmazı.
atlı mehterin çığırtkanı
gidişine koşumlu nal seslerinde esrir
perdesiz gidişlerde yoğrulur insan seli
Türklüğün şanından kalma tutku, musiki
haydi, kalk borusu…
bir eli dizgin biri eli boru
dudaklarda semai solosu
tuğ çaldırırken,
göçlerden geçti zamanın biri
belki de bir savaşın yorgunluğu…
kaynayan dünya kazanında ne çıkarsa bahta
okudu zurna peşrevsiz yanıyla
Heyy bee düstursuz zaman,
bu şiirde kalsın Türklüğün şanına armağan…
“Nay-i Türkten öyle bir ses çıktı ki Türklerin boğazını çoş-u huruşa getirdi”
Açıklama…
Zurna (boru) müzik aleti olarak ilkel bir alettir.
Nota bilgisi gerekmez, o anki hissiyata
göre çalınır. Bu sözün, değişmeceli meali;
planlanmadan yapılan işlerde, emsal
değerler aranmaz, anlık yapılan işlerdir.
Haliyle bunlarda kural ve yöntem aranmaz.
Boruda peşrev çalınmazdı. “Zurnada peşrev olmaz” sözünün doğrusunun “boruda peşrev olmaz” şeklinde bir XVII yüzyıl deyişi olduğunu Evliya Çelebiden öğrenilmiştir. Peşrev çalmayan boruların semai ve başka havaları da çalamayacağı bellidir. Bugünkü perdesiz borulara bakarak eski boruların kırık akortlar halinde boru sesleri çıkardığını düşünebilmektedir.
Atlı mehteranlar sağ elle boruyu, sol elle dizginleri kullanırlar, sesi dudaklarıyla verirlermiş. Peşrevsizliği buradandır.
Göçlerde ve savaş zamanlarında kullanılan ilkel askeri bir mızıka.
Ne çıkarsa bahtına…
Fotoğraf.Behiç GÜNALAN
Şiirlerime can veren fotoğraflarından dolayı Behiç GÜNALAN beye sonsuz teşekkürler...