Derli Toplu Bir Odaydı Aşk...Yoktun; gittiğin kadar sevdi hüznü çalı çırpı kuş yuvası evim, yalnızlığım, çatım… sabah dolaşır oldu saçlarıma alabildiğince güneş dolar da oda az ötede düşen gülüşünü toplar ceplerim gözlerimi döker eteğime… ellerim kalemim yabancı yanımda gölgeler sandım sen, sandım ayak sesin tek kişilik güneş gölgeler telkin… zaman geçti önümden içini çekerek nefesinle çizdiğin resim satır arası bir düş dağınık içimde derli toplu bir odaydı aşk kapısını açtıkça dağılan perdeleri gizli sözün koltuğuna oturur en çoksa geceleri… gözlerin demli çay sabahın keyfine içtiğim umut susam tanesi günle sallanıp duran salıncak en çok aşk sevmişti oyunu yüzünde peçeli gölgeler hain bir gülümseme yerleştirir belleğim iklimsiz küs keser kurdeleler… elleri bir önceki kesik izi duvara bir tablo asıyor ellerin sevmek görmek anlamak arası çerçevesini tutuyor ömür… rengini bilmediğim rüzgâr dökülüyor çocukluğum karışıyor denize umudu mavi basmalı tanıdıktı genzimde tuzu alışıktı yanmasına… sahi kaç mevsim eskitir güneş sabrıma belenmiş saatler kaç çocuk ağlamasıdır… |
sabrıma belenmiş saatler
kaç çocuk ağlamasıdır… "
sahi, sabrınız kaç mevsim eskitti?
güzel bir şiir okudum.
kutlarım.