İçimdeki O Anlık
İçimdeki O Anlık
adı konmamıştı güzelliğinin o her adın başlangıcı tutkusu içine kapanık gece yolculuğu tadı akşamlar hem böyle bir de etine dolgun olunca düşlemeye doyamıyorum saç uçlarının kendi halindeliğini ben bir türk ozanıyım dağ başlarına alışkın yufka yürekli yol tozu isyanı şehirlere bir koşuda yağmurlu mevsimler sonu köyler sabahı geçiş anlarını tanırım en çok aşk ağrılı bir terleme basar benliğimi avuç içlerine aldığın nefesimle daha bir güzelleşir kırlangıçların masum küstahlaşmaları ilk akşam yolculuklarından birinde yüzyıl da olsa o kısa ömrün sokaklarsa daima ihanete hazırlanır içindeki o anlık ama sonsuzlaşabilecek neşeye şarkılar susturmak içindir azgın ölüm korkusunu çocukluğunu yaşayamamış karanfil kırmızılığında ilk ışığı göz kamaştıran yarım kalmış romansın mavi serpilir karanlığa önce ve toprağın pelte tadıyla tortulaşır tüm çizgiler doğanın uyanışıyla dirilir cesaret yalnızlık çekilmez olmaktan çıkar uykusuzluk ve aşkı sevebilmek bir yaşam biçimine dönüşür... Kağan İşçen |