0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
870
Okunma

kan kaybına eş güdümlü akar zaman,
dönmekte olan dünyayla değil
kendi içinde dönen sözlerle ilgilenir insan;
başkalarını bırakır sessizce,
yalnızca saf bi adama dönüşmek ister,
kendi deliliklerine inanan...
aklına asılı tüm iplerde sallanan
ve gözlerinin yanmasına sebep olan gecelere dertlenir
yahut sabahlara
"ben"liğine uyanılan;
gördükleri değil, duydukları değil
kendi diyemedikleridir onun ciğerlerine dolan...
bir şiir kadar sert olamaz hiç bir içki
atlanmış rüyalar kadar acı verici olamaz hiç bir yara
böyle hisseden insan için;
amalarla dolu yalanları kadar gerçeklerine sarılabilmiş olmayı ister
oysa sadece aynalar görür
pencereler çok uzak gelir uykuluklarına...
kağıtları kalbi sanar,
kalemleri sevgi
tüm söylemek istediği tertemiz "kendi"
bu kadar kuru olamaz hava öyle anlarda
illa yağmur yağar kelimelerinin üzerine,
fırtınaları savurur hayalleri...
büyük, çok büyük ve daha da büyük günler
ve daha da büyük geceler düşler Cibran gibi;
ancak istediği çarmıha gerilmek değil
isteyebilmektir dilediğini,
ve dersi kitapların arasında değil
kapıların arkasındadır bilmedikleri...
bir sevgi kadar uzak,
bir başka sevgi kadar yakındır;
melek kadar sıcak,
şeytan kadar soğuktur;
elinde değildir "kendi" hayatı,
ama belki de dilindedir...
5.0
100% (1)