PAMUK İPLİĞİNDE SALINCAK NÖBETLERİYürü git adam devirdiğin çamların üzerinden uzaklaştır kendini devasa bedeninde küçücük bir yüreği nasıl tükettiğini anlat onlara aşk bilmez dudaklarında, sevişmeleri telef eden sürgitlerini ve sevgi kesen ellerinden kızılcık lekeli yağmurlar bıraktığın kaldırımlara sererek cesedimi etimden bir parça daha koparıp git.. başladığın o mazlum noktada debelen artık seçtiğin yolda ıslah ol ardımca bıraktığın es’lerde biriktir yüzlerce İzmarit izlerimi Anımsatır mı sana bilmem ay ışığında gözünü göğe devirdiğin an bir kaç yıldız kıpırtısına benzeyen gözlerimin yeşili çok, kahvesi az harelerini Ve şimdi vapur düdüğü duyulmaz şehirlere vur artık kendini hatta deniz kokusunu sil hafsalandan unuttuklarına ilave et teninde uyuttuğun bedenimi çiçek isimsiz kadınlarla yat Beni boşver özlemek asli sebebim olsun heba et bana ait ne varsa töhmet altında tabiatım değil, ihanet etmek etime kemiğime söz yanılgısı bu inkar tümcelerim belki de gölge oyununda danseden yalancı bir siluetim killi bir tebessümde ertelerim onca düşleneni ve arşive kaldırırım canlı canlı yüreğime abanan sevgini Sonrasında … Sen diye bir özne kalmaz iç döküşlerimde yeni bir günceye başlar kalemim son zarımı atarım/altı altı kale kapılarımdan sokmam eşkalini sallanırım incecik bir ipte Çiğdem PARLAYÜKSEL |
ama
darağacına giden unutulmazlığın ağırlığıydı aslında
bir yanı acıyan, bir yanı hafifleyen bir şair kaldı geriye
şiir bitince..
acı çeken sakat bir atın vurulması gibi belki de..
harkulade bir şiirdi gene samimi imgelemlerinle örülmüş..
hep sevgiler Çiğdem..