Sustukça anlamlandı kusurum
Anlamlandı suçlarım
Çukurunda biriken gözyaşının
Gam/zede suskusuyum...Hzl Krdğ

/Betimlenmiş tabloların lirik ağlamasıyım
Eğreti öğretilerin başıboş imlalısıyım
Şiir nüktelerinin haleli mısrasıyım/


Tefsiri gecenin hüzün düşerken kirpiklerime
Nar olan intizarın lâl d/okunulmuş mealiyim
Mavi heves
Pembe düş…



Karanlık kokuyor üstüm başım
Ellerimde çoğul suskular yüzüme kapandıkça
Kapılar örtüyorum
Öfkenin sesine benzer...


/ah’ımın baş hecesi ağlayan adımlarda
Dışımın yaşlanması/



Gözlerimde üveysi bir cenazeyi yıkıyor kirpiklerim
Parmaklarımla gömüyorum gamzelerime hicretleri
Yalan dolan bir günü kurşuna diziyorken
Damla
Damla üstüne
Dilimi öfkeme sürçüyor
Bir virgül miktarınca ah…



Saydam şiveli türkülerle bir çocuğun yüreğine sığınmak
Bir zam/an
Akrep vurgununa aldırmadan- yelkovan içre
Ne fark eder
Dört yanım tik tak …


Şefaat etmez bir elim ötekine- bir vakit niyaz
Parmak boğumlarıma sığdırıp tenha sayıklamalar
Sıyrılmak kelimelerin teninden
Ne ince ayaz
Ne yaman avaz…



Yaşadıkça öğrendim,
Terli öfkelerin ten yankısından
Tuz düştükçe yanıklarıma büyümelerim,
Zamanın ihtiyar gülüşüne amansız saklandığımı …


Bir c/an…
Çıtası kırık bir uçurtmanın ucunda düş kuran çocukluğumun
Gözlerinde yakalıyorum gözlerimi…
Ve düşüyorum sütbeyaz teninden büyüyen adımlarına…


Sonra…
Anamın mimlenen yüreğine ilikleyip bakışlarımı
Çıplak dil sevilmek ninnisinde
Nasırlı ellerinde saçlarımı taratmak
Beslenmek men u zin masalıyla ah
Nasılda sıcak…




Fırlatıp sapan sözcüklerle vazgeçişleri
Yanardağların ortasına -ela ağlamalıyım sonrasında
Ya da kağıttan gemilerle kumdan kalelere saldırmalıyım
Ve mavi bakışlı martılara çocukluğumu anlatmalıyım…