Gül Çocuk IŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yüz bin yıldır üflenen sûr
Çocuk ellerde Zehirli pamuk şeker.
Güneş yanığı yanakları
Erik kurusu…. Gözlerinin ş/ahlanışı Bir lokma kuru lavaş Damla damla ıslanan Susuz bakraç… ______________________________________ Sen rüyalardan yalın ayak kaç çocuk Topuklarına kan damlayan tebessümlerle… Banayım parmaklarımı Doğunun sarısı doğmuş gözpınarlarına Buğday başağı saçlarının özlemiyle Açlığımı haykırayım Bir omuz nefes… Gökyüzünden mavi süveter giydirip Güvercin beyazı umutlarına Kaşkol’den sevinçler dolayayım buğday yanığı haykırışına Gül çocuk… Dişlerinin gıcırtısında kesik cümleler Bakışlarında biblo sızılar Yankının kıyısında Kan gördükçe Biraz can verdi imla arası Bir sus… Yol verse dağlar, Ay çiçeği başın Yönüne çömelecek Umut dirilecek solgun yerinden… Karınca duasıyla Yol Yol Münzevi çığlıktır lehçen Ve bir lâl Cümle-tümce… Sen Tarlada doğmuştun Vakti şafak Üryan kızılı Tenini p/aklayan peştamal biçerken yazgını Lanetlenmiş bir coğrafyaya Ömür düştün Gazabına uğrayacaksın Sus hükmünün Ağlama çocuk Sükûta boğ sesini… Ç/ağıracak bu kalem Hüznünün gölgesinde Ol hakikatle… Yalvarırım çocuk! Kıs yüreğinin sesini Gözlerim aramasın gözlerini... |
Umudu "karın tokluğu" olan melekler.
"Yarına" gözlerinin feri kadar yakın
Ayağı çıplak, oyuncağı taş, geleceği belirsiz çocuklar...
Tebrikler şairem