Aşk göçer, kuşlarda
‘Gün karanlıksa etrafın bulanıksa
Kaderin sana düşmansa benden çok da farklı değilsin Yağmura saygın sonsuzsa aşka hiç inanmıyorsan Zorla günleri sayıyorsan aynı kişi bile olabiliriz’’ T.IŞIKLI ellerim soğuk sert nefesiyle rüzgar odana sızıyor üşüyor mu gözyaşların yalnızlık sinmiş duvarlar fısıldar sesleri acıtır içini zaman ellerin soğuk mu? kokuna bürünmüş sabahları getiriyor akşamlar karanlığı sevişim bu yüzden, ruh göçü yaşadım: muştusuz acılı haykırışlardan döndüm: üşüyorum… yazgımın serbestliğinde düşüyorum prangamın serbestliği kadar özgürüm ölüm sınama beni, cesurum: gökyüzü sana gam duruşunda kuşlar göç giyinmiş, ayrılık yüklü suçları yok ant olsun ki suç yok kuşları hiç sevmedim: yalan..! ellerim kanıyor, ellerime tutun geçiyor göçe soyunan tarih: beni unutun mevsimsiz kaldım; sessiz olun kuş gölgesi uzar, kısalır karanlık gözleri, gözler karanlığı örter akşam aymazdı sabahı; kaçtı ışık yalpa yalpa yayıldı, yarın, kanadı gözlerimde kuş kanadı kapladı dünyamızı dal budakta uyur, dudaklar dudakta ince küfürler savurur yağmur hayat sızınca zamanın boşluğuna reçetemde çivi yazısı; sabır kırıldı camlar yalın ruhumla yalnızım, peşine düştüm kuşları özledim, özgür kuşları budak budak dalda uyuyan yeniden kutsal kuşlar aramalıyım resim çizdiğim sonsuzluğa tapınmak korkusuzluğa hayallerimiz kadar özgür İÇİMDE AĞLAYAN ÇOCUK ÖLÜR -sen seversin kuşları -özledin mi? -kuşları |
çok fena buldum... sesine kalbine sağlık dedim...