Mutluluk (Onyedi)
Yorgunluğu taşıyordu kalabalık
özlediğim tekilliğin akışında tıknaz bir yokuşu indim uçarak çığırtkan martı açlığında sürü sürü lale fısıltıları geçmişe bulanmış renkti gri gökyüzünün ayaz ısrarında henüz kışı sıyırmamıştı yarasından taze kabuğunda acı korkusu dinmez sızı melek şarkılarında hüzün İstanbul da bu gün bütün aşklar yağmur yüklenmiş sevda sözcüklerinden ayrılıklara akarken çorağında yüreğimin küçük umutlar birikiyor öyküsü başlıyor kar soğuğu gibi içime işleyen sensizliğim sessizliğime gölgelenen… Rüzgârın eline vermiş boğaz saçlarını okşadıkça sepken duruldum sonra yükseğinde mavi susuzluğun çay bardaklarının ince bellerine gölgesini iliştirdim mutluluğun terennümünde meskun mahallerin inceldiği yerden kopsun diye özlemsiz bekleyişin tutkunu suçsuz gözlerim Kimse görmedi beklerken bir merhabanın elinden tuttum bir melek elimden tuttu giderken hani sebepsiz düşerken dilime saklı yamaçların manzarası işte o an duyuldu susuşum AsevimLİ |
ve "duyulan susuş..."
daha ne çok imlediğim nokta var, ama vaktim dar
Gözlerim şiirine değdiği için mutlu
çünkü çıtası çok yüksek
çok çok güzel....