Kör Noktaakıl karı değildi dudaklarına dokunmak yol kıyısı ağaçlarının hele hele böyle bir de kış ortasında ah nasıl da canımı acıtır bu isli koku bir romans gibi canlanırdı yaprağı gülüşünün ceketimin içinde ta koynunda özlemle sakladığım ışığın seni yazmazsam aslında ben mezarını kazardım parmaklarımla şiirin çıkmaz sokak yorgunluklarıyla yoğun kör noktası çıldırmış yolculuklarda eflatun delisi akşamların şarap köpüğü endişeleriyle geçer mi ki ömür yaygarası göğü delicesine sevmeye yetişemezken hayat... yerinde ağır taşları bile kınarken incelmiş acılarım o azlıkta kılını bile kıpırdatan olmaz açılmış yaralarım için eve gitmek isterim sonbahar renkli şeftali ağaçlarının içinden kör noktası kararmış yoksunluklarda... Kağan İşçen |
onları tutuşturmak lazım..
güzeldi