Ödünç Kanatlı MelekŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Vakit darağacında meleğim
Öfkeni kussan da mayıs üşümelerinde aya bakan dudaklarından düşüyor güneşe susuzluğun tarih derinliğine sığma melek al gölgeni önüne seni sana bırakmasın karanlık suskunluğun sancılanma gidenlere bak,hayat hâlâ güzel b/akıyor melek
Kendi fırtınasını adımlar yaşam
Yelkovanla düşman zamandan Ve kehribar bir akşamdan kalma İzdüşümlerimin kıstaslarında bu onmaz yara/m... Zembereği kirpiğime asılı haremi anılarımın Çiğ kekemelerinde ayrılık yalınlaşır Devrik bir senaryonun kahramanıyım en fazla Isırgan sözlerin sızısıyla figanlı alnımda Suskuya denk yalın ayak özlemlerim var... Şu koskoca kente saklanamıyor beklentilerim Yaralı bir gönlün halel şeridinde olsam da İçimde gün geçtikçe imlası bozulan cümleler İsyan ediyor... Gecenin aynasız kadranından dökülüyorum Zamanın tenhalığına Ve alevlenen kirpiklerim kapanırken gözlerime Çocuksu bir lisanın sessiz çığlığı ile kendi kendime söyleniyorum Eşkâlini fısıldanırken yüreğim ayrılıkların hüznüm diz boyu... Oysa şehrin sağırlığı aşikârdı ihanet giysisi nasılda yakışıyordu loş ışıklara ’seni senden çaldım ’derken nasılda gururluydu... Ufaktım! Mutlu, al yanaklı, gamzeli Gözlerim babama pervane Ellerim oyuncak bebeğime Bütün yıldızlı gecelerde taç yapardım annemin ipeksi zülüf’üne Gözlerim buğusuzdu o vakitlerde… Bilmezdim ninniden başka şarkı Beyazlarım kararmaz Siyahları sarmazdım o vakitlerde Dedim ya en çok babama pervane bir hüviyetle Ve oyuncak bebeğim birde kısacık eteğimle Meleklerden ödünç mutluluklar dilemezken Bihaberdim dudağımın büküleceğinden... Başıboş bir zamanın hıçkırıklı meleğinden öğrendim sonrasında ’Babalar erken gider yurdundan’ Dudağımın büküklüğü oyun sanmışlığımdan hayatı Yani bez bebeğimin eksikliğinden Yani göğü mavi bellediğimden Yani oyun sanmışlığımdan hayatı Ve o sokağın nöbetini tutmaya gönüllü sancımalarımdan öğrendim ki Ben babamın özleminin fedaisiydim... Büyüdüm! Büyüdüm de nefesi değmedi sevginin yüreğime Neyim varsa erittim sevdiklerime Hoyrat davrandıkça kendime Sarıldım layık bulduğum gülümsemelere Ömre nefes sürüp ömür uzatırken Vazgeçişlerin ertesinde, Duaya asıldı usul usul ağlayışlarım… Ardımdaki yılların saçlarına tutundum Tenime vurgun yaralanmalara sükûtu merhem sundum Aşk şarkılarından muaf tuttum s/özümü Öykülerine ağlasam da Leyla ile mecnun’un Çoğul suslar içinde tekil suskular yuttum Yığın yığın acının dönemecinde Her güleni dost saydım… Uslanmaz kanatlarım Çırpınır durur vuslatın o çivit mavisine Bir meleğin dilinden dökülen cesaret Ve ödünç aldığım tozpembe kanatlarla uyandım seherlere ’babana benzer bir yanı vardır sevgilinin’ diyordu İlla Umutla yüreklice Yüklendim yine yeniden yüklemlerimi Ünlemsiz hayata merhaba demeyi kursağıma dökerek Göğe mavi sürerek Güneşe merhaba dedim... Not:Biteviye hayat hikayelerinden.Bir meleğin hiç olmayan babasına duyduğu özlemi karalarken, şanslı olduğumu fark ettim kabirde olsa da BABAM. |
Yarım kalan sevgi ve şefkatin arayışı...
Baba sanılır her bir sevgili; ama değildir hiç bir sevgili baba kadar şefkatli ve sevgi yürekli...
Şiire ve şairine selam ile...