Vaka-i Fil
Gerçek yaşamın gölgesine sızmıştı adımları savaşın
Ve kanıyordu teninde yakarışlar... Tüm rüyalar griye çalarken Çocuk bedeni cansız düşmüştü Sol elinde kana bulanmış sapan Ceplerinde umuttan taşlar Sağ eli ay dönencesinde!!!! Münzevi bir sözcüktü kardeşlik Atıl mânâsız... Aylak postallar bastırıyordu çocukların sesini! Kulaktan kulağa fısıldanan çıkar çekişmelerinin Son sahnesiydi kenti katrana boğan Bombalar serseri çığırışımlar yayadursun Küfrün sâlâsı Kudüs’ten verilmişti –ki suflörü okyanus ötesi ... Yıldız dolu sancağı Ebrehe’nin arlanmaz çocukları... Denk yapılmıştı kurşunlar kilitli meclislerde Ay ölüm burcuna düşerken ikindi vakitlerinde Alnında kanayan kaderle sönecek gözbebekleri Berceste dünleri olmayan sabilerin Ürperişlerin omzunda vicdan ağıtlandıkça Hayıflanacağım defaatle... Devrin yetim çığlıklarını karalıyordu Yeşil kâğıtlar Belagatle zerk ededursun kipa’lı söylemlerini Baykuş sesleri ağlama duvarına çarpıyordu Karasularda seyir evrakları tamamlanmadan Senaryo yeniden yola koyuluyordu... Ve sapan tutmayı öğreniyordu yeni yetme bebeler... Unutuluyordu dudağı siccip Alnı kehribar kuşlar... Unutuluyordu vaka-ı fil Hangi sözcüğe yaslasam sırtımı Bir mırıltı duyuyordum Vicdan odalarından ıslıkla sızan... /Sözcüklerden zeytin dalı yapabilir miydi insan , Ya da tüm insanlığı kardeş bilmek formül müydü sahiden?/ Mutedil şımardıkça çocukların cesedi Bu asırlık kederin çıkmazında Hücremde örs vuracağım biçare yüreğime... Beli iki büklüm çaresizliğin dudaklarından Ebabil taşları salınadursun Ellerinden aydınlık çalınmış çocukların Ertelenen yetim umutlarının nabzını tutuyorum Masum bakan her düşün söndükçe şahdamarı Zindandan zindana düşüyorum... Biliyorum ki artık Göğsünde şehadet taşıyor yeni doğan Filistinli çocuklar... Üzülmeyi öğrenmeden Ölüme kafa tutuyordu kuş sapanlı çocuklar Yazgılarının zifti alınlarında kudurdukça Yarını yok sayıyorlardı Güneş hep batıktı nasılsa Nasılsa kimseler duymuyordu Nasılsa intiharı kuşanmış ecdadına fedai canandı onlar Üç maymunu oynamak muştu iken cihana İntizar nafileydi devrin aymazlarına... _Münzevi çığlıkları sükûta adanmış Filistin’de özgürlük kana susamıştı_ Ve yarını yok sayacaktı hep Ay ışığı gözleri kan revan Elleri sapan ,cepleri siccip dolu çocuklar... |
inşallah diner bir gün.
saygı ve selamlarımla