Küçükken fırına gidip,sıcacık ekmeği alanlar iyi bilir. O ufacık kalp çırpınırken kafesinde heyecandan ve de koşmanın verdiği hararetten, Bir asker gibi hasretle girerken eve, Herkesin gözlerine bakarken, Yitik bir ıhlamur kokusunda, Annenin şefkatli ellerinde, Babanın gazelini dinlerken, Marmara’nın neşesi gibi, Selam ederken Tophane’ye, Ta Mudanya’dan...
İşte o sıcacık ekmeğin bile beni şimdi ağlattığı bu vakitte, Doğduğum gün ve saati yenilerken ömürde, Yeni yılıma girerken uykulu gözlerimle, Bir yitik şarkı olmaman adına, Seni seviyorum nihavent makamında!
Güney’e gitmek istiyorum, Sımsıcak kumsallarında bir ikindi vakti, Dizine başımı yaslayıp, Seninle gülmek istiyorum.
Yumarken gözlerini ansızın, Uykuma girmeni diliyorum. Ağlayan gözlerin huzurunda, Yanında erimek istiyorum.
Bir beş dakika geçtikten ve sen beni uyandırdıktan sonra, Gözlerinde ki bebeğe bakıp, Seviyorum demek istiyorum.
Şible’nin taş sokakları gibi, Titreten sesinde biçimlenirken, Antik bir tablonun esprisinde, Fermanını senden istiyorum.
Beş dakikadır aşk diyenlere ve sevgiyi haram edenlere inat, Acısı kalbi sızlatan bir firak da, İklimine banmak istiyorum.
Yazıp getireceğin bir fermanı değil, Gönülden yazılmış bir şiirde, Topallayan ümitlerime inat, Baba şefkatinde sevmek istiyorum.
Ve sevmeni beklemekten usanmasam da, Eyvah demeden önce yineleyip, Sabah namazını Eyüp’de kılıp, İstanbul’un sımsıcak simidinden beraber yerken, Sadece bir söz daha etmeni bekliyorum, ’Elhamdülillah’ demeni istiyorum.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ve sevmeni beklemekten usanmasam da, Eyvah demeden önce yineleyip, Sabah namazını Eyüp’de kılıp, İstanbul’un sımsıcak simidinden beraber yerken, Sadece bir söz daha etmeni bekliyorum, ’Elhamdülillah’ demeni istiyorum.
çok şükür be dost çok şükür allaha hamd olsun yüreğin güzeliği var olsun sevgilerle...
Ve sevmeni beklemekten usanmasam da, Eyvah demeden önce yineleyip, Sabah namazını Eyüp’de kılıp, İstanbul’un sımsıcak simidinden beraber yerken, Sadece bir söz daha etmeni bekliyorum, ’Elhamdülillah’ demeni istiyorum.
Yüreğine sağlık, kutlarım; selam ve saygılarımla...
Yazarken tedirgin olduğum bir şeydi dediğiniz...Hatamı söylemeniz,benim için sevindirici bir hadise...Ama sorun şurda;Hata bilerek yapıldığında,artık hatayı göremiyorsun...Görmek de istemiyorsun...:)
Yani,bilerek hata yaparak yazdım..Mükemmel olması için bir saatimi daha vermem lazımdı...Şiiri 2 dakika da yazmak beni incitiyor...
Yorumunuz adına teşekkür ederim...Keşke biraz daha hatalarım yazılsaydı..
Sayın HakkınSesi ;doyduk elhamdülillah ...Bir anda beyin fırtınası yaratarak,ekmekten Eyüp'e kadar mekanda ve zamanda bir yolculuk yaptırdınız.Tebrik eder sevgiler sunarım.
Sıcak ekmek arası Bir İstanbul sabahı yudumlarken Yalnız Bu vakit olsun beynimin aç hücresinde. Arnavut kaldırımlardan gelen Loş ışıklarda çınlarken Yalın nefes, İstanbul kadar güzel Deniz kadar büyük yüreğimle Kuruldum Sevginin en yüksek tepesine.
Bebeğin annesini gördüğünde Gülen gözlerindeki ışıktı, Doğan bu yüreğin içine; İhtiyarın anlamsız Duymazdan gelip Tekrar tekrar sorduğu Torunlarının anlattığı hikaye gibi İçini kıpır kıpır eden Sabahın soğuk havasında Ellerinden yüreğine sızan bir sıcaklık.
Gece gündüz Yer gök Sabahın keskin kılıcı ayırana dek Işıl ışıl sessizlik Her yanda yıkanmış Geceden sabaha sızan pak Gönül huzuruna varmış.
Nasıl dolmuşsun sıcak çay gibi içime Hangi sevgi derdi Koyu yeşil karadeniz tepelerinden Aşkla kavruldun seni de. Haydi dol içime Sıcak sıcak Sevgiyle demlenen aşk, İstanbul gecelerinden Süzülüp gelen serinliğinle.
Melik Haker tarafından 11/20/2010 7:51:49 AM zamanında düzenlenmiştir.