Kendine Kuşkulu
Kendine Kuşkulu
solsun istedin soluğu yastığımın çarşafımda kahverengi bakan pardesün yok en küçüğünden en büyüğüne korkularını yükleyince yalnızlığımın sırtına kendine samimiyetinden kuşkulu bir köy ıssızlığı çöreklenir koynuma yorganımı terki diyar eyleyince bereket vakitleri azar canıma açlığı azrailin bir yudum dışarısına yanar benliğim gece saçlarıyla örter utançlarımın üzerini yüreğimden usanırım... akıntılı bir yaradır gözlerim hayaline kanmadığım sabahlarda ve göremeyeceğim akşamlarının siyahını en acı gerçeğim bilince... reyhan nefeslim konuş ki yayılsın güzelliğin doğama batısız doğum ol soğuksuz sıcağım kışsız yazım güzsüz ilk yazım yazı yaban alınyazım sen ilk ve son sohbetisin kirpiklerimin gidişinin masalsı gri yağmuruyla sedası ishak duyarlı telafisi zor yanılgılarımın pişmanlığında sözlerinin ağırlığı ben gidince kaf çekemez yollara uzaklığımı gideceğim... Kağan İşçen |
final ayrı bir heyecan ve gizem katmış şiire
beğenerek okudum
tebrik ederim