Ağlamıyorum Unutkanlığına
Ağlamıyorum Unutkanlığına
kar lapalığıydı saçlarımda tomurcuklaşan tok sesli bir ümit acısı siluetinle geçen bir liseli günbatımı yandan ayrık jölelerine daldığım soğuk kış gecelerini özleyerek sana hayıflanıyorum... bisküvit kırıntılarından arta kalan anı parçacıklarının arasından çıkıp gelmeyeceksin asla ağlamıyorum unutkanlığına koşup koşup soba başlarına şarkımıza rengini veren ayrılığımsın sen gün batımına duyarlı ölümsüzlüğüm benim... yollar hep buz tutmuş içim çığ ama sen ağırlaşan sarı ışıkların ardından bakışlarıma açılan gölgelerin heyamolası eve dönüş hüzünlerimin ilk akşam ağrısı kestane kokulu uykularımın mutluluk içeriği mavi ve kırmızı bir avuç içi okul bahçeli bir serçe mahzunluğu sana bağırıyorum kar kokulu yanağını gene siliyor musun kıyamam kirpiklerinin yumuk haline ağlamıyorum unutkanlığına ellerimi bıraktığın yerde kaldım... kırşehir yalnızdı üşengeç ve akşama doğrulu sereserpe bir yalnızlıktı siyah konulu bir şiirdi sanki soluğum soluğumda yokluğun cahil heyecanlarına tutsakken caddelere şubat ıslağı dört kolla sarılışım hangi kitaba sarılsam konuşurdu erken gidişin çok erken... ve içimdeki çocuğu büyütmeden gittin ağlamıyorum ağlamayacağım unutkanlığına üstelik her penceredeki esmer gölgeyi sen sanırken imkansızlık ıslığım ıslık bile çalmayacağım müzmin yalnızlığına ağaçların... muhabbet kuşlarımın sabah kalkışmasıydın bölük pörçük irkilişlerime masum kanatlarıyla kar vuruken açlığına göz yaşlarımın hasır şapkamın içinde sakladığım cep harçlığımdın merdiven basamaklarında bir ilk öpüş burukluğu... sen anımsadıkların kadar yaşıyorsun ben unuttuklarım kadar ölüyorum artık kırşehir şubat gecelerine çaresiz ve yalnızlık öyle bir yalnız ki yankısız uçurumlar kadar zavallıyız kar sessizliğimin korkusu ağlamıyorum unutkanlığına ağlamayacağım uykularımda bile gelmeyeceğim oyunununa kurnaz düşlerimin sızılı bir dirençle seveceğim seni... Kağan İşçen |
ve mükemmel bir şiiri tamamladıktan sonra, şairin on yıl dinlenmeğe hakkı olmalıdır.” der
Rainer Maria Rilke ama sen dinlenme...