Anakor/dayadığında keskinliğini etime, yaktım sevap duvarlarını şimdi; kısmeti yüzüyor günah/ iç çeperden düşen parçalar, ki gözbebeklerimde duran sızsa, ruhuma inen çatlaktan soyunan yalnızlığın gücü deşer çoğul ıssızlığımı yüzerken güneşi denizlere gömülen mavi misali apansız dalgaların kuşatmasında ömrü besleyen anakor yakar şeracemi nazarın değdiği tahta kurulan bahtım uluyan köpekler kadar çaresiz karanlığını okşamaya kilitlenmiş eller yıkayıp yüzümü aydınlığına asar derin kuyu us ya körelten sevaplar ya da azdıran günahlar tutuşturur yolları sude nur haylazca |