Babacığım
Babacığım
iki yaşında anımsıyorum seni iki odalı gecekondunun balkonunda içtigin çayı derin derin çektiğin sigaranın kapattığı yüzünü boşluğa dalmış bakışlarındaki yalnızlığı hatırlarmısın babacığım gece yarısı iştan döndüğünde eve saçlarımı okşardın incitmeden öper koklardın bazen uyumaz gelişini beklerdim karanlıkta ayak seslerinden tanırdım uyuyormuş gibi yapıp gözlerimi kapardım sen yine herzamanki gibi öper koklardın o kadar sıcaktınki babacığım hep gece olsun hep beni öp kokla isterdim hani bazı akşamlar saçlarımı okşarken yanağından iki damla yaş süzülürdü ya babalar üzülmez sanırdım anlayamadım o zaman seni babacığım kocaman adam birde baba olmuş niçin ağlar derdim şimdi bende babayım göz yaşlarını çok iyi anlıyorum canım babacığım bir bayram arefesinde hatırlarmısın hani ayakkabı istemiştim sendende alamamıştın bayram sabahı yastığımın altı boştu yataktan çıkmayıp hüngür hüngür ağlamıştım yanıma gelip saçlarımı okşamıştında dokunma bana demiştim herzaman oturduğun sedirin üstünde başın önde iç çekişini duymuştum o zaman anlayamadım babacığım şimdi anlıyorum ne kadar çırpındın bizleri okutmak için iki göz gecekondu yıkık dökük içinde on üç baş nüfus geceni gündüzüne kattın karda yağmurda bizim için çalıştın bir kez dahi kahrosun demedin bize hissettirmemek için hep güldün bayramda hediye alamadın ama en büyük hediyeyi sevgini verdin şimdi yoksun canım babacığım artık yanağımda hissetmiyorum dudağını okşayan elin yok artık sevgiyle bakan gözlerin yok ölümün soğuk elleri yakalasada seni sen hep sımsıcak içimizde yaşayacaksın canım babacığım 17-03-1997 |
Sebep ölümse mekanı cennet olsun.
Selamlarla