Sarılma ! Çözülürüm
silahını çekip eli titreyen basiretsizler gördüm
-ki ben boşaltmışken zulamı! boş kovanları beline dolamış gece yüzlü ihanetlerin çıkmaz sokaklarından geliyorum cesareti içki kadehlerinde kalmış sabun köpüğü sözlerin uçuşan kelimelerine asılı bir dirhem çarpıntı ile sol yanıma yangını helal kılan sümüğü parmak uçlarına bulaşan bir düzenin altını ıslatan çocuğuyum! bitmiş bir ruh mücadelemin dudak kıvrımlarında dolaşan isterik yanımla kara gözlü bakışların arkadan dolaşan bıçağıyım! acıma bana ! sevdanı beş kuruşa peşkeş çekip hayata asi yanımı dağlara çıkaran hırsın illegal kaçağıyım düş kirpiklerimden ! yoksa kendimi yakacağım körpe bedenlere sırnaşan iffetsiz gülüşüm bir çocuğun şaşkın bakışlarında anlamsızlaşır merhamete uzanan çamurlu ellerde büyümüşüm kaldırım boyu düzüşmelerin dokuz aylık kiniyle küf kokan bodrum katı çığlıklarının yansımasıdır sesim ak memende mor şefkat sunma dudaklarıma ! kayıtsızım bir gerçek ki alın çizgilerimde okunan! talihine çomak sokulan yaban arısı çılgınlığı ve ısırgan parmaklarını bile hissetmeyen bir ten geleceğiyle dalaşan it sürüsü hırlamaları genzimde bana koşman yağlı kurşuna koşmana eş ! yapma gülüm düş kirpiklerimden ! yoksa kendimi yakacağım gözlerimde isimsiz mezar taşlarının meçhul cinayetleri şeceremin kara kitabında bir senin adın okunmaz günahkar dürtüleriyle insan kılığına girmiş iblisin kendisiyim ceset tanımaz toprağa ! üzerime asit yağdıran bulutlara sözüm yok bir sana git deyişim ! bütün belaları mıknatıs gibi çeken yanımla! kirli çamurlu bataklık kokusudur nefesim ! çaresizim güneşi görmedim ! yoktur sohbetim yıldızlarla ay’ın masum yüzüne attığım tokat karanlığı sevdiğimdendir ne sevdaya işkillenmişim nede içten bir bakışa yelken açmışım okyanus durgunluğuna akseden yakamoz ve gel-git artıkları yürek kıyılarımı cam kırıklarıyla doldursa da ! yürürüm yapma gülüm ! acıdır katığım, onunla yoğrulmuşum sen üç cemrenin hayat verdiği ülkende hep bahar düşlerinle yaşa ! sarı papatyalar saçlarında aldırma trenlerin geceni bölen ıslığına ! duraklar boş karanlıkta ışıyan kedi gözler bin ihanetin sinyalidir avuçlarını boşuna bekleyişlerin balkonlarında unut! -ki bir damla şefkatin serinliğiyle avut sancıyan yanını sil mazinden parmaklarına tünemiş eski iskele anılarını -ve sakın sarılma bana! |
yorgun bir sevdanın ayak izlerinde yürüyorum ki hiç yabancı değil bu yol. kimi bir dizeyi alıp cebimde sakladıklarıma katıyor, kimi de cebimdekilerle beraber denize savuruyorum...
ama gözlerim hep şairin o sakin ve kendinden emin duruşuna takılıyor. öyle kırgın bakıyor ki hayata "gel" demeye korkuyorum.
ya çözülürse / çözülürsem......