Uyutmaya çalışırken uykusuzluğumu Alnımdan süzülen koyu bir “Ah!”la boyandı gece. Dünlerden çıkıp gelen nar ile tutuştu dimağım. Sordum geceye: Yıllardır hasret kaldığım sevinçlerim nerede , Nerede kayıplarım?
Ne zaman dağılıp, döküldüm ben? Ne zamandır kırık kanatlarım? Kaç zamandır üşürüm güneşlerde? Ellerimde kalan tadımlık sevinçlerim? Eteklerime toplayıp doldurduğum tatlı telâşlarım nerede?
Hangi duvara yasladıysam sırtımı Yıkık bir harabe gibi ortada kaldım İklimlerimin içinde, nicedir hatırlamıyorum baharı. Ömrüme birikmiş sızılara, daha kaç müebbetliğim var. Kaç zindandan geçtim, Kaç zemheriye tutuldum hatırlayamadım Yaşanmamış yıllara, Karanlığı bahtıma ağan gecelere sordum, Sevinçlerimi ne zaman benden çaldınız?
Yalancı baharların apansız ayaz vurgunlarında mı? Yoksa inanmadığımız yazıların altına, Sözün cazibesine kapılarak attığımız imzalarda mı? Ucuz Leyla’ ların kesif ağız kokusunda mı yittiniz? Söyleyin, bir zamanlar benimle olan sevinçlerim nerelerdesiniz?
Hayal meyal hatırlıyorum kaldığım narlar içinde Aşktan bahsediyorduk, aşkı tanımazdan önce Sevdik sanıyorduk, kendimizce Kurduğumuz oyunda ana baba oluyorduk bir de İçimiz bir hoş, oyunlarla habire büyüyoruz sanıyorduk
…..
Yıllar dökümü. Her defasında hırpalanarak, eskiyerek, azalarak. Kendimize bile yabancılaşarak Gecelerin içinde kaybolarak..
Vakit yine gece Ey karanlık ben yine koynundayım... Kendime asırlarca uzaktayım…
Hayatın dikenli taşlı yollarından geçeceğimizi elbette biliyorduk Buna rağmen; Gözkapaklarımızın ardında Ufacık umut pırıltıları sevinçlerimiz kalsın istiyorduk. Heyhat, boşuna olmadı işte tümden yitirdik. Ellerimizde bize kalan hep solmuş çiçekler Ömrümüze mülk edindiğimiz viraneler Elimizde kalan sayfalarda Hayata yazdığımız kinayeler… Artık ne ağası, ne paşası Önümüzde uzanan yaşamın upuzun karmaşası…
Nerelerde yittiyse yitti, nerede bittiyse bitti Beyhude arayışlar, boşa yorgunluklar Kaç kere aradın bu güne kadar, Hayat ne sıkıştırdı ki, kâr niyetine avucuna.
Sus artık! Ben sustum, sen de sus; ey gece Gelme üstüme; Uyumalıyım! Sabaha daha çok karanlık var…
Perihan TUNÇOK KILIÇ ESMİZE
Ben sustum kalimeram ,çünkü nasıl teşekkür edilir artık ,bilmiyorum..İyi ki varsın can arkadaşım....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SUS ARTIK GECE! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SUS ARTIK GECE! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"MISRALARIN ve DİZELERİN SULTANI" olarak değer bulan Sayın "esmize" (Perihan) Hanımefendi'den, başlığı, girizgâhı ve içeriğiyle dolu-dolu olan bir şiirini terennüm etmenin hazzına vardım.
Şiir: önce adıyla çekiyor... Sonra girizgâhındaki güzel bir dizeyle kendisine çekiyor... Buna bir de, Türkçe yazılıma aşırı önem verildiğini şeklen olarak görmeyi kattığımızda, şiire gitmemenin, duygulara uzanarak terennüm etmemenin imkânı yok...
Önce sessiz terennüm etmek gerekti, etkilenmemek adına... Ve öyle de yaptım... Bir, iki, üç... İçerik olarak da mükemmellik kokan şiiri, bir de Sayın "kalimera" gibi mükemmel bir sesten ve şiire ruh katan bir nefesten dinlemek istediğim de ise, hani derler ya: "ayakların yerden kesilmesi..." İşte öyle bir olay...
Esintiler, yürekleri taştan- taşa vurarcasına geliyor... Ve acılar yumağında, güzellikler yeşeriyor... Bu güzelliğe, Fırat serinliği gerekiyorsa, o acı dokulu sulardan, avuç-avuç su alarak geliyorum ve tekrardan bu güzel dizelerinizi terennüm ederken, yüreğimi serinletmek istiyorum...
Boşuna, "MISRALARIN ve DİZELERİN SULTANI" denmemiş adınıza Sayın Şairem... Tıpkı, "MISRALARIN ve DİZELERİN PRENSİ" adını almış Torosların Çocuğu Sayın Erol KONUR BEY gibi...
Yüreklerde böylesi iz bırakırsanız ve acılı yüreklerin acılarına öylesi güzel acıları, öylsi güzelliklerde yollarsanız, çok sevdiğim "çiğköftelere" isot koymaktan vazgeçerim...
Saygılar Sayın MISRALARIN SULTANI'na ve Sayın kalimeraya...
Mehmet Cemal SAYDAM tarafından 9/7/2010 1:38:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
Serbest nesirde en güzel dizeleri yazan değerli şairemizin bu anlamlı ve güzel şiiride güzeldi, şairemizi ve güzel şiirini kutluyorum.Puanım tam.Yunus dityarından selamlar.
Dünlerden çıkıp gelen nar ile tutuştu dimağım. Sordum geceye: Yıllardır hasret kaldığım sevinçlerim nerede , Nerede kayıplarım?
Sevgili Esmize
Sarsıcı derin dizelerdi dünden çıkıp gelen nar ile tutuştu yüreğim Şaiirin yüreğine yakınlaştı bütünleşti ve sordum sevinçlerim nerede
Ne zaman dağılıp, döküldüm ben? Ne zamandır kırık kanatlarım? Kaç zamandır üşürüm güneşlerde? Ellerimde kalan tadımlık sevinçlerim? Eteklerime toplayıp doldurduğum tatlı telâşlarım nerede?
Ne zaman dağılıp döküldük hatırlamadığımız zamanlardı.Kanatlarımızın sızısı söylüyor ve ben Güneşlerde şairle birlikte üşüdüm.Telaşları ve sevinçleri karşıladı yüreğinin dostu yüreğim.Çok duyguyu bir arada yaşamak enfesti.
Karanlığı bahtıma ağan gecelere sordum, Sevinçlerimi ne zaman benden çaldınız?...........Bu dizedeki sorgulama çok hoştu.
Baştan sona imge ve anlatım zenginliği içinde olan bir eserdi.Çok üzgünüm bilgisayarımdaki bir arıza nedeniyle şu an dinleyemiyorum Kalemiranın yorumunu ama uygun bir anda tekrar geri dönüp dinleyeceğim.İkinizi de tebrik ediyorum. Sevgilerimi yolluyorum nice güzel eserlere.
Gece susabilir gün darılabilir ay küsebilir gökyüzü hepten kapanabilir
bir ben kendime dönemem artık yaslandığım bir duvarım da yok ömrüme birikmiş sızılara sen gibi daha çokk müebbetliğim var
deftere bakasım yoktu, snein için geldim önceki şiirinde birine yaptığın yourmu okudum vallahi bensin azizem sen bensin ben sen yazıdğınca gerçeksin anlattığınca çoksun ne bir yanlışın var, ne bir hoyratlığın
yok artık akıllı filan sanmasınlar ne akıllısı yahu akıllı olsaydık, şimdi bu şekilde yazıyor olur muyduk? biz de bilirdik elbet mutluluktan çalmayı o zaman
bak sevgili Banu Uludağ var. onun en son şiirine git, gör bakalım. bu sitede ne çatlak hatunlar var... :) tam 62 yorum yazdık. Davidoff' un yorumunun altına
pehhhh, gece beni de kollarına sabaha çok var oyarım gözünü, sakın erkenden ışıma sevmiyorum aydınlığı.......
sen bilmiyorsun ben de yeni keşfettim..kimse duymasın o azıcık deliliğimiz var ya ondan anlaşıyoruz tencer kapak...bak millet bizi akıllı sanıyor sus duymasınlr renk verme akıllı geçiniyoruz şuracıkta...:))
sus artık konuşuruz yarın bol bol erken gel...kahvede içeriz nice yılları da kırklarız allahın izni ile ...diplemişsin suyun üstüne çık bak sabahta oluyor gün de doğüuyor...hadi silkelen hatta karanlığı uykuda geçir sabah erken gel...
Ah arkadaşım ne güzel dile gelmiş gece... Keşke susabilse ama konuşur hep geceler duyulmaz ama zaman zaman fısıldar zaman zaman haykırı avaz avaz işte sonrada böyle dile gelir dizeler Tebrikler muhteşemdi Sevgili Kalimeranın yorumuda ayrı bir lezzet katmış şiire. Kutluyorum ikinizi de.
Nerelerde yittiyse yitti, nerede bittiyse bitti Beyhude arayışlar, boşa yorgunluklar Kaç kere aradın bu güne kadar, Hayat ne sıkıştırdı ki ,kâr niyetine avucuna.
Sus artık! Ben sustum, sen de sus; ey gece Gelme üstüme; Uyumalıyım! Sabaha daha çok karanlık var…
gecenin karanlıklarına gömülesim geldi, bir daha ışığa çıkmamacasına... Gece muradına erer mi acaba... Bırakır mı yakamı...
Yüreğinize sağlık çok güzel ve sürükleyen bir şiirdi, yürekten kutluyorum, saygımla...
çok hariak dizelerle karşılaştım sayfanızda hüznün en ucra karanlıkları acının en umharca yaşandığı anlar bir gecenin koyu karanlığıyla bedenimiz ve ruhumuzu korkutan acımasızlığı ve istenmeyen hayatlar..acı dolu gelecek ve geçmişten kalan anılar..yürek sızlatan hüsranın ta kendisi..su desekte susmaz ki güç yetmezki koyu karanlıklara..nerde o şevhetli güneş ve ay parlasada kurtarsa ızdıraptan ve sabah olsa herşey dinse bir sonrakı karanlığa kadar...saygılarımla efendim yazan kaleme yüreğe tebrik ediyorum..
Sus artık! Ben sustum, sen de sus; ey gece Gelme üstüme; Uyumalıyım! Sabaha daha çok karanlık var…
Yalnızlıkla mı geceyle mi başetmek daha zordur desem İkisi de acıtır... Geceyi en iyi yalnızlar tanır. Acıyı herkes... Pişmanlık kadar... Geçen zaman kadar... Bu şiirde hayat kadar...
Yoksa inanmadığımız yazıların altına,
Sözün cazibesine kapılarak attığımız imzalarda mı?
Ucuz Leyla’ ların kesif ağız kokusunda mı yittiniz?
Söyleyin, bir zamanlar benimle olan sevinçlerim nerelerdesiniz?
Hangimiz yalancı baharlara aldanmadık ki, hangimiz o güzel sandığımız paçavralara aldanmadık ki...
Ucuz Leylalara pahalı Mecnunlar olmadıkkii....
Sevinçlerimiz hep kursağımızda kalmadı kiiii......
Yüreğine sağlık PERİ