46
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
3123
Okunma


yılan kimi sokmaz biliyor musunuz ?
ona zehir taşıyanı
Hasreti isa
kişiliğimizi kopararak takvim yapraklarından
ellerimizde sıcak somunlarla düştük yollara
kasabaların kozasını çatlatırdı sirenler
uykularda bile şehirleri düşlerdik
düşerdik de
düştüğümüzü bile görmezdik
uçurtma avcısıydı siyah önlüklü çocuklar
bütün sorunları silahla çözerdi adamlar
biz gecelerden kaçardık
uzun avlulara kurulurdu yazlık sinemalar
aşk da bir açlıktır
yüreğin kendine yetmez
insanın kendini bilmez hali
sende unutursun bir gün gülmeyi
derme çatma evlerde otururdu fahişeleri kentin
abim haftalığını aldığında soluğu orada alırdı
ben çıkardım en yüksek tepelere uzaklara bakardım
tel kaçıran çoraplarını dikerdi ablam
hep çalılarda yırtılırdı baba yadigarı hırkam
nasıl büyüdüm bilmem
hangi masala sürgün giderdi anam
tanrılar bile kara peçe takardı yüzlerine
içimizde kaç kez sustu bu çocuk kim bilir
kaç deve yükü acı çektik babil’in çöllerine
ölüm bizimle aynı yaşıttır
biz istemeden arkamızdan
o kendisi gelir
filmi bitirir
yılan kimi sokmaz biliyor musunuz ?
ona zehir taşıyanı
ölüm kimi s/aklar biliyor musunuz?
ona aldırmadan yaşayanı
artık inanmıyorum aşka
bütün gözler yalancı
nasılsa t/uzak ilkimler
en mavi sularda
vurgun yedi martılar
artık bu saatten sonra
gözyaşları ne işe yarar
ağlama
ağlama yar
İsa İnan
onbir ağustos iki bin on / artık inanmıyorum aşka / bütün gözler yalancı...
5.0
100% (32)