yalnızlığımın sofrasısevdayı terk ettiğimden beri tenimden bir düşün içinde her akşama boy boy filizlenen hüzünlerimle giriyorum yalnız kısalan gözyaşlarım çığlık bükülüş diz çöken dudaklarımda duaya işlenen bir şey var sürekli sessizce yalvaran ve uygun bir vakitte rüzgarın elleriyle ölü bakışlarıma sır cesetle giren içli bir şiir yazarken mum ışığında ruhumla seviştiğinizi gördüm ağaç yalnızlıklarınızın ay yağmur lekesi camımı silerken bir delilikle fırtına hızıyla geri dönemeyeceğim kentin eteklerindeyim perişan düşlerim sürü bulutları gibi umutsuz yolda ah ayaküstü günahlarım halatına bağlarken ince belimi cehennemine çektin beni arkamda kara bir duman bilsen kaç seslerin tellerine birden takıldı hafızam babamın sesinin yankısı denizler gibi gidip gelen kulağımda sende bağırma güneşi getiremedin diye siyah gözlerine baba bu zifiri gecelerde ışığım söndü farkında değil misin her köşede şeytan tenli meleklerin uçurum gölgesi mavi gülüşlü maskelerle pis pis gülüyor yüzüme bak kıvırcık saçımın kanat çırpınışına aynada her dala takılırken kopuyor her şey gibi birden karışıyoruz birbirimize koştum çağırdığınızda her adımınıza titremeyle topla beni sevdiğim kıyılardan ölüm döşeğinde üşümeden çırılçıplak hayallerim ve ufuklarına dolmadan sis susayım gövdende bak geliyor hızla böcekler gibi yığılarak mırıldanmaların ayak tıkırtıları ki her gözyaşım bir bahar kadınlığımdan damlayan girdikçe uykularına az kokulu çiçekler gibi saatlerine saklanayım sevdayı terk ettiğimden beri tenimden yalnızlığımın sofrasından korkular getirdim baharlarının arasına ayrık otları gibi serpişen baba son bulut sıyrıldı üzerimizden bağır/ma bana kaçıyor yakınımdakiler |
Hakli ciktin der gibi yine baba
sevdayı terk ettiğimden beri tenimden
yalnızlığımın sofrasından korkular getirdim
baharlarının arasına ayrık otları gibi serpişen
baba son bulut sıyrıldı üzerimizden
bağır/ma bana
Kutlarim güzel sirini şairem
Selam ve sevgilerimle