İçimizden Bağını Bilmediğimiz Bir Kent Sarhoş Geçiyorduduru bir yelkenli gibi suda gölgesini katalonya mavisi bir denize sallıyordu La Ramla caddesi incecik rüzgarında gülüş hışırtıları kumsalda gözlerini sedef sedef umuda büyüten bakir kız demlerken hiç sualsiz ayaklarının ucunda tarihsel hikayesini *ürkek-dişi-haşarı zaman eski bir tablodan masaya ağır ağır süzülen bir saattir Barselonada saniyeler sanki sardana dansında çoşan kastanyetler dokunsak ki sevda, dostluk ve yaşamak adına yüreğimizin eteklerinden bir güvercin daha kanatlanırdı sonsuza dingin uzantılardan bakıyordu kenar semtler omuzlarından hüzün sarkıtan balkonsuz evler ve incecik rüzgarın bile kırdığı petunya dalları meydanlarda katedralleri tutan yıkılmaz sütunlara benziyorlardı sevgililer bir yerlerde kalmıştı kar beyaz çamaşırların arınmaz acısı kapalı pencere ardlarında keder sağan yüzler ara sokaklarında ertelenmiş hayatların iniltisini yoktu düşmedi yolumuza yalpalayan bir dilencinin gölgesi içimizden bağını bilmediğimiz bir kent sarhoş geçiyordu buzlu bir sürahide kırmızıya çatlıyordu yaşam gökyüzünü yırtarak ilerleyen teleferik dağ zirvelerine yıldız taşıyordu ve evrenimize muzip gülüşüyle bir ressam kıvrık bıyıklarının altından kendi renklerini düşürüyordu vuruluyordu bilmem kaçıncı kez üzerinden geçerken bir kaldırımın bir şair aynı ayak sancısıyla aynı yürek kıyıntısıyla öylece şifasız ve bilmem kaçıncı kez kurşunlanıyordu tozlu raflarda Lorcanın dost gözleri hatta şiir içimizden bağını bilmediğimiz bir kent sarhoş geçiyordu gözlerimin buğusunda sırılsıklam yağan yağmur ve üzümlerimin çığlığa sarktığı andı susuyordu akşamın kıyısında avuçlarında bulut biriktirmiş bir adam toparlayıp telaşla getirdiği yalnızlığını uzak bozkırdan elleri acılardan üryan yüreği anadoludan düşmüş çırılçıplak bir ağıttı aralandı perdesi düştü güneş kırıldı saz ve içimize ülkemizi ayık kanayan, yırtıldığımız bir türkü aktı... Deniz Ercivan 15.08.2006 BİR ŞAİR YÜRÜYORDU BARSELONA KUMSALLARINDA YABAN BU ŞEHİR ANADOLU KESERDİ ELLERİNE DOKUNSAN... Adnan Durmaz |
toparlayıp telaşla getirdiği yalnızlığını
uzak bozkırdan
elleri acılardan üryan
yüreği anadoludan düşmüş çırılçıplak bir ağıttı "
sevgi ve saygım sonsuz.