12
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1546
Okunma
dehşet bakışın uçurum rüzgarlarında sislenirken
geride bıraktığım onca yığından ıslığımı savuruyorum
kimbilir hangi ormanda sesim
dinle...
sırtüstü uzandığım düşlerde kayarken bulutlar
hışırtılı anıların gizine geçit verir çığlıklar
ki,
yelesinde katıla katıla güldüğüm yalanlar taşır kent
koklama kırmızısına aldanıp bir gülü
zehir kusar unutulmuşluklar...
ve hep aynı ağrıyı taşır hüzün.
uzayıp giden bu kalabalıklar kuşları da ürkütür
bu zamanların insafına kaç ruh dokunmuştur
kaç ayak...
gök ağardığında
efkardan bir geceye şiir yazıyorum
tüm anlamlar demleniyor taşlarda
ve sonra kar yağıyor
kayboluyor suretler
şimdi alabildiğince kendimim
üşüyen adreslere sızıyor yorgunluğum
asıyorum dağlara ıslanmış güneşler
kanımda yangın sevişmeler
bağrımda sızıdan bir yeşil
kadere yosun sürüyor ellerim.
yaşlanan günler durulacak gibi değil
hadi çocuğum durgun sulara atalım baharı
vurmasın bize deniz öyle asi asi
dinle
pas tadı bir şarkının ağzında
bizden söz ediyorlar
kimsesizliğimizden...
dudaklarımızdan öpme mavi
sararırsın sende
duvarlara ölüm basan sığınaklarda saklı kaçağım
belki selamları duymayan bir ışığı söndürüyorum
bu yüzden kısalttım saçlarımı günlere
aşk değmesin ayrılıklara.
aynalara dönen bakmalarımda özlüyorum annemi
gittikçe kir biçiyor yüzüm
5.0
100% (15)