KUTSALİYET AKADEMİSİ
açılır kapılar,
su damlacıkları sanki sel olup dışarı taşar her bir damlanın ışığı, kendi içinde saklıdır fonda yükselen ses ise, çocukların avazıdır böyle yazar, bizim inandığımız bütün kutsal kitaplar. ellerinde conta, cıvata, gres yağı ve tornavida tutan çocuklarla temiz yakalı, saçları taralı ve güzel kokulu çocuklar, bu sularda akacaklar aynı denize, altlarında forsasız birer yelkenli, kağıttan ya da kanatlanıp uçacaklar gökyüzüne, kanatları sanki rüzgardan ne ustabaşı olacak yanlarında ne mürebbiye, öylesine özgürce söndürecekler ateşe verilmiş dinamit fitillerini, bir damla su gibi yeryüzüne döndüklerinde. . . . . bilge sorar ; öğrendikleriniz gibi mi yaşadınız çocuklar çocuklar kahkaha atar, ellerinde birer çiçek ya da çiçek gibi kokan mis gibi taze ekmek hayır derler bir ağızdan, ilk yudumu daha şimdi aldık yaşamdan. . . . . . . . . . gün doğar, bilinen destanlar, yeniden yaşanmaya başlar ıssızlık kokusu sarsa da yanındaki sessizlikleri yürekler aşmalı gene çölleri, dağlar delinmeli çünkü kitap sevgili olmasa da der, sevgi olmalıdır mutlaka. bahar sabahlarına beraber göz açabilmek, aynı yürek çarpmasıyla ve geceye de böyle kavuşabilmek, başlar başka yastıklara konsa da asla düşünmeden korkuları, uzak dağların ardında bilenen öfkeleri ve belki en son ölümü ama, daha da öncesi tüm sebepsiz hasretleri bir hüzün yağmurunda beraber ıslanıp, sımsıkı yatarak kış uykusuna üstünde masumiyet örtüsü ile, öylece uyumak ve uyanmak öylece yeni rüyalara, yeni baharlara. . . . . bilge güler, işte çocuklarım der, bu kadardı size öğretilecekler şimdi mevsim öfkedir, aylardan en soğuk ihanettir ama sizin için ilk hedef, kırlara bahar getirmektir ve çiçekler toplamak sevgiliye, diploma dereceniz ‘insanlık’ yazsın diye. Cevat Çeştepe |
üstelik akademinin soğuk duvarlarına tutunmadan sınıf sıralarını birer birer şiirle adımlayarak ki her molanın çocuk-bilge kurgusunda doğuşu ayrıca takdire değerdir.
tutkunuz hiç eskilmesin şiir arkadaşım,
tebrik ve teşekkürlerimle...