Kapıyı aç yavaşça ellerine düşsün eylül yağmuru içimden mutlu insanlar biriktiriyorum sana karşılıklıksız sorular sorarsın diye bir bir sustum kelimeleri
Hep kazanır oysa sevda kanatmayı öğrenmiş çünkü yara
bazen sıkar rahat yüklenir insan uzakları Pazar akşamlarındaki harıtaların düşlerine daha fazla zarar vermemek için gönüllü yanlızlıkta
Aslında her insan kendi masalına bilmecedir
Oysa sayaç açıktır hep Sen harflerini örtünürsün Uyanınca çünkü unutabilmelisin
Sormadı kimse Yağmurları neden sevdiğimi Veya bilinçsizce yüzmek dahamı güzeldi Oysa sudan çıkan ayılırmı bir daha Yada balıkçı Yanına yan gelip yatarmı balıkla Veya bir piano düşünün Nasıl tasavvur eder pianisti Ekmek verdiğiniz insanlara aşık olabilirmisiniz Peki üzerinden geçerken karıncaların
Yada kopardığınız çiçekleri Saksıya dikerken Kimin yaralarını sarıyorsunuz Yeşersin diye beklediğiniz Bu bahçe kimin?
Öldürmeden Sevebilmek Soldurmadan tutabilmek Veya dokunabilmek Sevgi emek değilmi Emeksiz ölüyor her sey Zaten hayat bile Ne kadar narin değilmi Peki ya sevgi?
Surumda sızı yağmurdan kalma uzakta çok uzakta yarı ıslanmış kökenleri bir tuzlu sıvıda kaynaşıyor hala asit’te
kemikleri kemiren sevda Kaçınılmaz bir arkadaş yara engince karşılıyor beni elinde meyve sepeti toplamış sevinçlerimi bir kuşun kanatlarında gizli bulutlardan daha yüksekte kaprisleri oysa
elmacık kemikleri, şeftali sarısında gizli Kirazlar gibi kabarmış bende İki parmak onları ele geçirirken Yağmur ve çiy üşümede
gidilesi iklimler bir yıldızın rehberliğinde teneffüste Bogazlarda sıkışmış kelimeler Kapı aralılarındaki yanlızlıklar Kelimlerden çalınmış sevda geceyi ilk aydınlatan ilk gecedeki ışık ilk geceden gidilen Venüs Bir gurur rüzgarı Yada gözümde bir çöp misali hep çözülmeye hazır
şuramda bir ısırık Arı dokunuyor usulca işin sonunda başka bir hayatta bile Papatyalar dökülmede kazananı yok aslında av ve avcılar tadını çıkarıyorlar Küçük bir elma içinde Bir kurtçuk aslında sevda
Şimdi tam zamanı Hiçbir ruh halinde dahi döker gözyaşlarını onurlu işçiler için Gün kocaman bacaklı Akşamlar yenlerinde Ne zaman fısıltılı ölüm Yeminler kadifemsi her şeyden daha kesindir kararı Çalarken kapıları
Saatten saate Arı ölür anahtarını bulun Bir vaha Kenarları yumuşak olsun Mayısta korkular üzerinde parlakça yen içinde kalsın arı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Arı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Arı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Yada kopardığınız çiçekleri Saksıya dikerken Kimin yaralarını sarıyorsunuz Yeşersin diye beklediğiniz Bu bahçe kimin?
Öldürmeden Sevebilmek Soldurmadan tutabilmek Veya dokunabilmek Sevgi emek değilmi Emeksiz ölüyor her sey Zaten hayat bile Ne kadar narin değilmi Peki ya sevgi?"
Sevginin hasıdır,öldürmeden sevebilmek, Her aşığın hayalidir,yaşanan aşk masalında, Gece veya venüs olabilmek, Oysa benim hayalim,bir kuşun kanatlarında, Bulutların üzerine çıkıp, Orada, sevgilime, Aşkımı ve kendimi sunabilmek.................KEOM...SEVGİM VE SAYGIMLA
Saksıya dikerken
Kimin yaralarını sarıyorsunuz
Yeşersin diye beklediğiniz
Bu bahçe kimin?
Öldürmeden
Sevebilmek
Soldurmadan tutabilmek
Veya dokunabilmek
Sevgi emek değilmi
Emeksiz ölüyor her sey
Zaten hayat bile
Ne kadar narin değilmi
Peki ya sevgi?"
narin içten akıcı dizeler. saygılar şiir dostu..