Dörtnala Sürgit
Dörtnala Sürgit
kısalır sokaklar alamaz hırsını ikindi haykırışları kırlangıçların bir ağustos eskisi ayrılığısın artık yaz biter sızısı dinmez çınar ağacının dalları maviden griye kedi ve martı midye ve kayık sen ve ben değil ama sızısı dinmemiş kollarımla sardığım ne varsa manzarası bir tutam istanbul ve senin her şeyin olan aptallığın dört nala sürgit sıkıcı yazlar istemiyorum artık koşmadığın yolu ben sandın ya uzun uzadıya siyahlaştı sensiz açlığım açlığım şaş bir saat ibresi gibi tersine koşar durur takvim düşkünü siluetinin ben sevdikçe gençleşir gençleştikçe severim sen zaman mağduru saat soylusu yorgun tekrarı ihanet müsveddelerinin kenti benimle dolaştığını sanırsan kaldırımların ahı kaçınılmaz ayaklarına ilk akşam hüzünlerini satarak salak salak bencilleşmene bakışsız bedenlerine evlerin ve güneşim çok daha uzak kendindeki benden sakladığına ağzımdaki kış buğusunu bilemezsin sen perdelerin pencerelerine soluk dışarıya nazlısın sözüm ona içtenliğine yırtık şarkılarımın kendine bakarsın yakalayabildiğin her soytarılık sıfatlı fırsatta yağmurdan çaktığın gökyüzü çapağı yerinden edilmiş mutlar yığını caddelerde böceklere imrenerek yürüdüğün kirli başkalaşmalarınla baş başa bırakıyorum seni... kör bir çiçekçiyim ben kime çiçek versem sen değilsin... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
yorgun tekrarı ihanet müsveddelerinin
Tebrik ederim yine vurdunuz kendimizden gizlendiğimiz bizi...Biz kendimizi açamıyoruz...ancak öyle vuruyorsunuz ki deniz dalgaları gibi...
DevrimKentli tarafından 6/1/2010 7:02:35 PM zamanında düzenlenmiştir.