BOYNUMUN BORCUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Günaydın...
unutulmuş merhabaların sessiz gülüşü kalabalık şehirde yalnızlığını ağırlayacak bir el sıkışı birtanem nasılsın? sen ne kadar uzakta olsan bile ne kadar uzakta kalsa da hasretin ben yine alır giderim seni bir salaş lokanta köşelerinde kahvaltı yaptırmaya kaçırırım seni o kadar arsız gözlerden kurtarıp ellerini koşa koşa yağmurlardan yüreğime sakların seni gözlerin ıslanmasın üşümesin diye o içindeki yaralanmaya hazır duran güzelliğin sen yarası saklı gülüşlerin sen sessiz susuşlarımın iklimsiz mevsimi şimdi üşüyor zemheri soğuğunda titremeleri tetiklerken bedenim bedenin sıcaklığında kavruluyor seninle uyanıyordum uykulardan. düğümlendi yine boğazımdaki sözcükler şiirlerin kanatır oldu suskunluğumu giyindi iklimler acıyı bu kadar uğultunun içinde bir deniz gibi çığlıklarını vuruyorum gözlerinden öpüyor sevmelerim sahi sen hangi günün gecikmesiydin hangi kaderin yazgısı belli ki kaçak gülüşlerden bıktın gittin belli ki sana ağır geldi bu aşk aşk ağır bastı tüm acılarının üstüne yığıldın kaldın hayatın kucağına şimdi hangi şarkıda vuruyorsun kendini gerçeğin içinden kurtarıp gururunu birikmiş inançlarına teslim edip kendini gözlerine bulutlar giydiriyorsun bütün gitmeleri tekrarladıkça ayakların yine aynalara kırgın bakacak o akarsuları imrendiren gözlerin gözlerinde aşkın tanımsız tarifi şimdi sisli havalar eksoz kokularından çıkan karbonmonoksit saçlarına yapışkanlık oluyor şoförlerin arsız gözleri gözlerini acıtıyor yine onca yolu bir hırsla yürüyüp gittin kapıdan içeri girerken o minik ayaklarını koyacak yer bulamadın aslında nereye oturacağını şaşırdın aklında onca aşkın ağırlığı acıtırken bedenini hep şu soruyu soracaktın ya ben çok yanlışım yada bana yanaşan gemiler yalan diyecektin yine sol yanın kanayacaktı her cevapla gözlerin ağlamaya başlayacaktı. zaman duracaktı orada sen o kadar sıcaklığına rağmen üşüyüp kalacaktın bu nasıl aşk ya bu nasıl sevda diyecektin lanet okuyacaktın hayatına çığlık çığlığa vuracaktın kendini yollara ana avrat küfredecektin yaşama. oysa lugatında aşk ve sevgiden başka bir şeyi kabullenmezdi yüreğin şimdi tüm beklentilerden uzaklaştırıp kendini suluyordun içinde kurumaya yüz tutmuş saksıdaki çiçeği duysun diyor sevdiğim beni duysun ve bilsin ki hala seni seviyorum desin seni seviyorum sevgili sen sevmesen de ben seni seviyorum aşk delisi ilk günkü gibi………….. İsa İnan
|
Başarılı çalışmalarının devamını dilerim.
Selam ve sevgilerimle.