artık dağların taranır bir gelin saçı gibi besmelesiz hayatın önüne atılır
ölümü başucu kitabı diye astım yaftama uzun istasyonlardan indi rüyalarımıza kıyamet aynı mermide patladık karanlığa
hiçbir şey seni anlamak için büyümedi anla alnının ateşiyle kavrulacak dünya
gece günahlarıyla büyür sen gökyüzünü sıvardın gözlerinin çamuruyla yokluğunu bir bulut sarar sensizliğe bile sesinin içinden geçilirdi ışığa karanlığın içinden dokundum yağmurlarda bıraktığın bir ize gülüşünü avuçlarıma taşıdı papatyalar ölümden başka hiçbir şey değmedi elime
gölgene düşen ışığın içinde devinen ölüm töreninde buldum kendimi yollar bana vururdu yükünü içimde döllenen sığ bir zaman dudakların sıcaklığını toplar kumlardan karşılığı yoktur gülüşünün eski bir sığınak sarar yaralarımı
havadan sudan ekmekten aşktan geçtim nerede kaybolduğumla değil nerede durduğumla ilgileniyordu hayat
daha henüz bilmiyor kelimeler besleme bir çocuk gibi büyüdüğünü dünyanın bilmiyor kırık bir sazın içinde terleyen ustayı
düşlerinde tek başına geziniyor kadın kadın ki o kadar cana yakın yoksul uykularda kendini aldatır gibi kadın ki kanayan bir satır başında gölgeleri içine çekilmiş bir kuyu dibi
bu kalp seni uğurladığında menzile bakma artık geriye adımların çekilir ölüler ayaklanır içimde cehennem üzerime yürür bir dili geçmiş zaman daha anılarımla birlikte çürür
acılardan iki büklüm belim aşka giden yollarda sabahlardı gençliğim sevgide bir akarsu sevdada yağmur gibi yağarım sevdim mi ölümüne sever sevmezsem yüreğinde bir mavzer gibi patlarım
hücremde ateş artığıydı tüm cümleler gözlerim değdiğinde gökyüzüne utandım ağlamayı unuttum dudaklarım kaldıramadı öpüşmeyi kendimi kavgaya kurdum
kaç ten kırığı düştü aynalara serçeleri yetim bir çocuğun elleriyle besle aşkın bittiği yerde kurulur ayrılık çadırı yoksul bir gramofonun ucunda inliyordu sesin ölüler ayin yapıyordu yüreğimde
bir çift dinamit telaşında suskun dururken göğüslerin orada patlayıverdi içinde başıboş bir bomba parçalandı gülüşlerin gözlerin asılı kaldı duvarda ölüm yakışmazdı ki sana bir çocuğun küçük parmaklarıyla zorla tuttuğu bir fotoğrafta
‘’ ölüme geç kal ‘’ demiştim ya sana çok erken kandın uykulara haydi gir rüyalarıma bu şiiri daha fazla uzatma
İsa İnan
yirmi bir mayıs iki bin on / kurallara kul olmaktı hayat / günahlara kül
Şiiri hayatla buluşturan Deniz Hanım’a çok teşekkürler. Sesiniz kısılmasın.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÖLÜME GEÇ KAL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖLÜME GEÇ KAL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir çift dinamit telaşında suskun dururken göğüslerin orada patlayıverdi içinde başıboş bir bomba parçalandı gülüşlerin gözlerin asılı kaldı duvarda ölüm yakışmazdı ki sana bir çocuğun küçük parmaklarıyla zorla tuttuğu bir fotoğrafta
"gölgene düşen ışığın içinde devinen ölüm töreninde buldum kendimi yollar bana vururdu yükünü içimde döllenen sığ bir zaman dudakların sıcaklığını toplar kumlardan karşılığı yoktur gülüşünün eski bir sığınak sarar yaralarımı"
gece günahlarıyla büyür sen gökyüzünü sıvardın gözlerinin çamuruyla yokluğunu bir bulut sarar sensizliğe bile sesinin içinden geçilirdi ışığa karanlığın içinden dokundum yağmurlarda bıraktığın bir ize gülüşünü avuçlarıma taşıdı papatyalar ölümden başka hiçbir şey değmedi elime
Her zaman ki gibi güçlü kaleminizden etkili imge ve derin manasıyla mükemmel bir eser daha okudum.
Mahir kaleminizi tüm içtenliğimle kutluyorum sayın üstadım.
merhaba ustam çok teşekkürler sizin güzelliğinizle güzelleşecek dünya şiirler anlam bulacak bakmayın sizz gökyüzünün karardığına asıl rengi mavidir onun aşkla kalın
Ne ettin usta, ne ettin? Ölüm aşağı, ölüm yukarı elbette ki vazgeçilmez tek gerçeğimiz o ancak raksetmişsin çoklukla ölümle br şeyin ismini fazla anmamak gerek, dğeil mi kocakarı inancı belki ama..(:
...
Şaka bir yana tebrik ederim, çok beğendim mısraların içinde neler saklı idi, neler çok güzeldi çağrışımlar yalnız keşke ölüm sözcüğünü bu kadar fazla kullanmasa idin, günün şiiri olmaya tam manası ile yakışırdı... Aynı sözcüğün tekrarı vurgu dışında pek iyi gitmiyor zira..
...
Hayatın içinde soluk alıp veren şiire ve şairine candan tebriğimle..
Sevgili Deniz hanım da çok güzel ses olmuş, tebrikleirmle.
artık dağların taranır bir gelin saçı gibi besmelesiz hayatın önüne atılır
doğruluğu başucu kitabı diye astım yaftama uzun istasyonlardan indi rüyalarımıza kıyamet aynı mermide patladık karanlığa
hiçbir şey seni anlamak için büyümedi anla alnının ateşiyle kavrulacak dünya
gece günahlarıyla büyür sen gökyüzünü sıvardın gözlerinin çamuruyla yokluğunu bir bulut sarar sensizliğe bile sesinin içinden geçilirdi ışığa karanlığın içinden dokundum yağmurlarda bıraktığın bir ize gülüşünü avuçlarıma taşıdı papatyalar ölümden başka hiçbir şey değmedi elime
gölgene düşen ışığın içinde devinen pervanelerde buldum kendimi yollar bana vururdu yükünü içimde döllenen sığ bir zaman dudakların sıcaklığını toplar kumlardan karşılığı yoktur gülüşünün eski bir sığınak sarar yaralarımı
havadan sudan ekmekten aşktan geçtim nerede kaybolduğumla değil nerede durduğumla ilgileniyordu hayat
daha henüz bilmiyor kelimeler besleme bir çocuk gibi büyüdüğünü dünyanın bilmiyor kırık bir sazın içinde terleyen ustayı
düşlerinde tek başına geziniyor kadın kadın ki o kadar cana yakın yoksul uykularda kendini aldatır gibi kadın ki kanayan bir satır başında gölgeleri içine çekilmiş bir kuyu dibi
bu kalp seni uğurladığında menzile bakma artık geriye adımların çekilir şeytanlar ayaklanır içimde cehennem üzerime yürür bir dili geçmiş zaman daha anılarımla birlikte çürür
acılardan iki büklüm belim aşka giden yollarda sabahlardı gençliğim sevgide bir akarsu sevdada yağmur gibi yağarım sevdim mi çıldırasıya sever sevmezsem yüreğinde bir mavzer gibi patlarım
hücremde ateş artığıydı tüm cümleler gözlerim değdiğinde gökyüzüne utandım ağlamayı unuttum dudaklarım kaldıramadı öpüşmeyi kendimi kavgaya kurdum
kaç ten kırığı düştü aynalara serçeleri yetim bir çocuğun elleriyle besle aşkın bittiği yerde kurulur ayrılık çadırı yoksul bir gramofonun ucunda inliyordu sesin tanrılar ayin yapıyordu yüreğimde
bir çift dinamit telaşında suskun dururken göğüslerin orada patlayıverdi içinde başıboş bir bomba parçalandı gülüşlerin gözlerin asılı kaldı duvarda ölüm yakışmazdı ki sana bir çocuğun küçük parmaklarıyla zorla tuttuğu bir fotoğrafta
‘’ ölüme geç kal ‘’ demiştim ya sana çok erken kandın uykulara haydi gir rüyalarıma bu şiiri daha fazla uzatma
merhaba ustam çok teşekkürler inanın tekrarlara düşmeyi sevmem ama dedim ya aklım çok karışık aklım çocukta ama inanın eğer kitaba girerse bu şiir ölümün çoğunu yırtıp atacağım her insan bir kere ölse yeter Deniz hanım da sizi çok beğeniyor umarım herkesin algısı farklı herkese saygı duymak gerek beğenenlere d beğenmeyenlere de selam olsun bu kadar güzel bir yoruma bu şiir nazar boncuğu olsun ölümlerden uzak dursun yüreğiniz aşkla kalın
KURALLARA KUL OLMAKTI HAYAT
kurallara kul olmaktı hayat günahlara kül
herkesin kendi yarası kadar yanar canı
gerçek bir dilin dudaklarında kaymasıydı şiire ölüme gidiyorsan son kurşunu yüreğinde taşıyacaksın demiştin bir yolculuk öncesinde
bekleyişler alıp götürüyorsa sesini uzaklara kalmalar kimin umurunda ben t/uzağına düşünce düşlerinin günler gözümde büyüdü barışamadım gitti içimdeki çocukla
tabutlara sığmıyorum diye kestiler saçlarımı işkencelere sığmıyorum diye gözlerimi oydular oysa gözümün her biri bir başka bahar sanki beni öldürmekle benden kurtulacaklar
Ölüm tek gerçek kaçamayacağımız ve ben şiirlerimin yüzde doksanında ölümü anarım mutlaka
düğün günümüz elbet... katılmamak mümkün değil, şu kokmuş dünyadan kurtuluş günümüz aslımıza...
Şimdi usta, sadece "ölüm" ve "ölü" tekrarlarından başka şiir süperdi bir kere, haksızlık etme kendine. Kitabın hayırlı olsun, ne güzel bir bebeğin daha olacak...
Ve Deniz hanıma benden selâm, şu an sitede en beğendiğim ses ve okuyuş..... Huzurla dost kalem.......
merhaba ustam çok teşekkürler sağolun bu gün akşama kadar çok düşündüm yaşlılığıma verin işte her gün insan ölümle yatar ölümle kalkarsa böyle oluyor demek ki bağışlayın bu da benim eksikliğim şiiri ne olursa olsun demlenmeye bırakmak gerek hatta bir yemek yaptınız veya sıcak bir somun sıcağı sıcağınıza yerseniz işte böyle miğdemize çöker siz baştan sona haklısınız ama inanın bu günlerde ölümle yoldaş oldum ölümü özledim desem iyi olacak bizim oaralarda da derler ki öleceğim demek yeni düğün demekmiş aslın ada bir şiirimde demiştim ölüm mü düğünüzmüz ey sevgili olsun be uata yaqzgımızda en varsa çekeriz alnımızın akıyla oradaki ölümler aslında her bir yakın dosta yakılan ağıtlarda siz ölüme geç kalın yüreğini hep genç kalsın ayrıca Deniz hanıma da sizin huzurunuzda teşekkür ederim ölümü şiirden ve aşktan uzak tutacağım uzun bir süre ama ölüm arkamdan gelirse karışmam sevgiler selamlar ustam aşkla kalın önerinilerinize ve eleştirilerinize her zaman açığım daha çok emek gerek usta kolay değil şair olmak şimdi kitap için kolları sıvadım aslında aklım orada yani yeni bir kitabın doğum sancılarını çekiyorum umarım sakat ve ölü doğmaz hep kurduğunz düşte bıraktığınız gülüşte kaLIN
merhaba efendim ben bu sözü kendim için söledim size nasıl söylerim efendim ne yazacağımı şaşrdığım* için artık klişeleşmiş laflardan bıktım diye * yorumlarda hep aynı sözleri kullamak adına söylenmiş bir söz özür dilerim sizi kırmakmı bunu düşünmek bile beni üzdü efendim sevgi ile kalın hoşçakalın edebiyata girdiğimde gözlerim sizin şiirlerinizi arıyor önce özür dilerim hoşçakalın
merhaba güzel insan üzülmeyin lütfen oluyor böyle bazen yanlış anlaşılmalar hiç kimse kusursuz değildir siz yine gülün efendim üğstelik ağız dolusu gülün sevgilerde kalın
gece günahlarıyla büyür sen gökyüzünü sıvardın gözlerinin çamuruyla yokluğunu bir bulut sarar sensizliğe bile sesinin içinden geçilirdi ışığa karanlığın içinden dokundum yağmurlarda bıraktığın bir ize gülüşünü avuçlarıma taşıdı papatyalar ölümden başka hiçbir şey değmedi elime
bir kıtası bir ömürlük şiii... çok fırın ekmek yemem lazım çok .......yine de şu kıtayı bile yazması zorr... USTA...saygılar canı gönülden... teşekkürler bize şiir okuttuğun için... teşekkürler Deniz hanım bize çok hoş dinlettiği için
sevgiyle aşkla kalın..............AŞKIN & ŞİİRİN USTALARI.........iyi ki varsınız....
merhaba güzel dost ezgili yürek çok teşekkürler o kadar sıcak ve o kadar dostsunuz ki içinizden geldiğince şiire kendinizi kaptırıyorsunuz Deniz hanıma da çok teşekkürler severek okuyor şiirleri hissederek sağolsun inanın ben bile bu kadar güzel okuyammam bu şiirleri o da başka bir sanat yazmakla okumanın dilllenmesi böyle ne güzel hele sizlerle paylaşmak ve o cuşku sevgilerimiz gönderişyorum usta datçadan kucak dolusu selamlar aşkla kal umudun çiçeğe dursun
Usta neler yapıyorsun, neyle besleniyorsun bilemiyorum. Sana şiir yazdırtan hayatına teşekkür ediyorum. İyi ki yazıyorsun ustalara inat, çocuk gibi olgunlukla; saygılar...
merhaba canım kardeşim aşk adamı çok teşekkürler denize bu kadar yakın bir yürek başka neye aşık olur ki denizden besleniyorum ben deniz dolduruyor içimize dizeleri bize yazmak kalıyor usta düşlerden uza kalmasın yüreğin sevgiler selamlar usta aşkla kal
merhaba efendim şiribnizi kaç sefer dinledim diller lal bakıyorum şiire dinliyorum artık klişeşmiş laflardan bıktım ne yazacağımı şaşırıyorum ama ne yapayım hayranlıkla dinliyorum bu süzüm kendim için size ne yazacağımı bilemediğim için şiirlerinize ne kadar hayranım bunu biliyorsunuz bir tafatan yazarken çok güzel bir şiir kutlarım bu güzel yüreğin sesini ve alkışlıyorum efendim sankı şiirde kendinizi sorguluyorsunuz sevgilerimi bırakıyorum hoşçakalın efendim
siyahgecem tarafından 5/21/2010 12:40:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
merhabalar efendim ben mi yanlış anladım bilmiyorum arkadaşımız uyardı bir suçumuz varsa affola aşkla kal usta uyku sersemliğine say gözleriniz hep gülsün
artık klişeşmiş laflardan bıktım ama ne yapayım hayranlıkla dinliyorum
bu sözünüz bana dokudu ezberlediğiniz şeyleri dinlemek zorunda değilsiniz hayattta başka güzellikler de var tat alacağınız yeniliklerde kalın aşkla kalın
Hasreti isa ............ ‘’ ölüme geç kal ‘’ demiştim ya sana çok erken kandın uykulara haydi gir rüyalarıma bu şiiri daha fazla uzatma .......... kurallara kul olmaktı hayat / günahlara kül
yanında yöresinde başka bir şey var mı görmediğim diye bayağı bakındım dost :-) ayırdıklarım mükemmel ötesiydi.. şiir zaten mükemmel..kutlarım dost.. sevgim ve saygımla..
kaç ten kırığı düştü aynalara serçeleri yetim bir çocuğun elleriyle besle aşkın bittiği yerde kurulur ayrılık çadırı yoksul bir gramofonun ucunda inliyordu sesin ölüler ayin yapıyordu yüreğimde
.. İSA'CA DİZELER,YİNE HOŞ,YİNE ÖZGÜN BETİMLEMELERLE DOLU.. NASIL DA GENİŞ BİR UFUK ÇİZGİSİ BÖYLE. YÜREK AÇILDIKÇA ,AÇILIYOR UFUKLARA VE BİZLERE GELİYOR,GÜZEL DİZELER.. KALEMİN VAROLA,ÇOK BEĞENDİM YİNE.
acılardan iki büklüm belim aşka giden yollarda sabahlardı gençliğim sevgide bir akarsu sevdada yağmur gibi yağarım sevdim mi ölümüne sever sevmezsem yüreğinde bir mavzer gibi patlarım ......
‘’ ölüme geç kal ‘’ demiştim ya sana çok erken kandın uykulara haydi gir rüyalarıma bu şiiri daha fazla uzatma
Usta yaptın gene yapacağını... Neden bilmiyorum ama gözlerimdeki yaşlarla okudum, gözlerimdeki yaşlarla dinledim....Şiiri yorumlarken de çok farklı değildim zaten.... Kısacası Usta, birkaç gündür yüreğini ve kalemini nadasa bırakmıştın ya, işte böyle harika bir şiir çıkmış ortaya... Yeni kitabını sabırsızlıkla bekliyorum Usta, başucu kitabım olacak bu gidişle emin ol... Yüreğindeki sevda bitmesin, kalemin hiç susmasın dilerim.. Sevgimle...
merhaba yüreğimin ustası çok teşekkürler benim birşey yaptığım yok ben aynanın öbür yanında gördüklerimi yazıyorum o da bazen şiir bazen şarkı oluyor hele sizin sesinizle bütünleşince yağmurlar yağıyor yüreğime o kadar güzel ki sesiniz insani ister istemez büyülüyor aslında bu nadas değil de hayatın dayatmasıydı bekli de iyi lsu bazen durup dinlenmek yüreği nadasa bırakmak gerek yeni tohumlar yeni fidelerle güzelleşsin aşk bahçesi çocuklar salıncaklar kusrun kuşlar konsun avuçlarımıza tavuklara hazır yem vermeyi bıraksın koca adamlar artık sevgiyi bile kendi ellerinizle beslayamiyorsanız her şey bayatlıyor bir önceki günün tekrarı oluyor hayat sevda biterse insanın yüreğinde ne kalır geride kitaba gelince YılmazOdabaşıyla beraber o işide halledeceğiz umarım şimdiden siz müjdeyi vermek istiyorum ama bu kitap çok özel olacak sadece denize açılan bir balıkçının anıları olacak o deniz ki benim canımdır usta sizin de sevdanız hiç bitmesin aşkla kal usta sesinizden uzakta kurulmasın düşlerimiz sevdalarda kalın
kurallara kul olmaktı hayat günahlara kül toprak çeker kandıkça yalanlara kandırıldıkça anlara ölüme çıkıyordu tüm adresler kanadıkça aşkla ayrılığın vakti yok barışamadım gitti içimdeki çocukla
merhaba güzel dost çok teşekkürler ya insan akıntıya bir kapıldı mı durmak bilmiyor kürekleri kırıksa hayatımızın rüzgarın sürüklediği yere gideriz sizi yorduğumuz için kusura kalmayın deli saçması sayın usta aşkla kalın henüz akılllandıramamışsınız o da sizin hatanız bakırköyden yer ayırttım ancak bizi orası paklar gülüşlerde kalın
bu kalp seni uğurladığında menzile bakma artık geriye adımların çekilir ölüler ayaklanır içimde cehennem üzerime yürür bir dili geçmiş zaman daha anılarımla birlikte çürür
suskun dururken göğüslerin
orada
patlayıverdi içinde başıboş bir bomba
parçalandı gülüşlerin
gözlerin asılı kaldı duvarda
ölüm yakışmazdı ki sana
bir çocuğun küçük parmaklarıyla
zorla tuttuğu bir fotoğrafta
...Emeğine sağlık