Mevsim Çapkını
Mevsim Çapkını
I. hasta bir tezatsın sen istanbul boğazın bol gemili poyrazın ince hasta bir tezatsın erguvan zamanlı kavuşmaya istikametli değil hiçbir kavuşmaklarımız hasta bir tezatsın ayrılığımla ayrılığım ki gemilerin maviye alışkanlığı yardıkça kan deryalarını uyanmamak serin sanahların sedir ağaçlı tutkusuna koğuşumdu bulutları sensiz izlemek istanbul gökleri öyle hızlı olmasa saçlarımda beliren bu beyazlık çocuk şarkılarımın son arzusu olacaktı... II. gelmesen de düşünseydin sendeleyen hayat penceremin kenar mahallesini öğlen güneşi karşı tepeli istanbul şarkılar şımarığı düşüncesiz ve sen... hiçbir kentin harcının yetmediği içimin renklerine resim olsaydın hayretler içinde anlamaktan öteli yaşasaydın eve dönüşlerimi körleşmezdi sofası mutluluk hazırlıklarımın III. kapılarım anahtarsız gözlerim her mendile hazır ve ah ben şapşal şair müsveddesi cazip kılamadım ümit etmeyi çıtırtısına hiçbir ölümün camların buğulu haline imrenen kırık bir ayna gibi müdavimiyim kıskanç bölünmüşlüklerin kırık ayrıntısıydım bütün yalnızlık utançlarının yaralı yarı çıplak mevsimlere çapkın örtmek için üzerini saçlarının türküsüz halinin azalıyorum benim olmayan çokluğunla yaralı yarı çıplak mevsimlere çapkın gri kanatlı ıslaklığıyla hiçbir yağmur anlamasa da isminin anlamını... yeşil susuyor ağaçlar istanbul erguvan zamanlı eski bir saat kadar yorgunum maviye alışkın gemileri kıskanarak ağlıyorum istanbulsuzluğuna... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
-o gözlerine yürüyen istanbul mu?
sairi istanbul yolu üzerinde bulduk mevsim bahardı. yürümek ve durmak tanımlı deildi onda. bir unutup bir anımsadıgı icin kuantum fizigi bir gözlemciye ihtiyacı oldugunu söylüyordu. oysa onun hic biseye ihtiyacı yoktu. cünkü istanbula dökülmüs her siir aslında bi vedaydı...
tbrlr.