Anlaşılmaz Yıkık
Anlaşılmaz Yıkık
güncel uysallıklara gösterecek bir yerim yok ömrüme kastetmişken hele bir de böyle çizgisiz denizliliğim ağlayışımın tüm yelkenleri fora beyaz yürekli iyi niyetli olağanüstü leyladır her nefes alışım susuşum başımı şöyle bir kaldırıp gökyüzüne senmişsin gibi bakışım ellerim ki çıkrığı maviler ülkesinin ilkesiz nerde akşam orda aykırı bu sevda anlaşılmaz yıkık... yıkandığım bir rüyaydı aydınlığınla elim yüzüm maviye banmış gülüş salkımı sohbetlerinden çıkmış gibiydi yalnızlığım istanbul akşamları kadar soğuk anılarla depreşik elim yüzüm mavi yalnızlığım soğuk anlaşılmaz yıkık... sayısız yorgunluklar eskittim seni düşünmeye hain uykular terk edilmiş ev odaları beyaz badanalı iyimser duvarlar kışları is kokulu kenar mahalle sokakları acımsı özlem kırmızısı rengi uçurtmalar eskimeyi de eskittim iki sonsuzum vardı zaman ve aşk... zamanı da eskiterek kaldım gerçek sonsuzlukta...aşk... anlaşılmaz yıkık... kahır şapşalı bir ormanım vardı ağaçları kuşkulu gölge vermeye sana kirpiklerimi kırpışıma konusunu peşine taktığım hayalperest intiharlar özendiğim şairlerin hayatları vardı aşkı başaramama gerekçelerimde sıkıcı yazları ömür edinmiş limanlar yorgunu yolcu vapurlarım mevsim meyvelerinde bırakılmış kekre tatlarım vardım sevdalı kumru sesleriyle parçalanmış ikindi çaylarım soluğundan uzak dağ havası heveslisi ben... anlaşılmaz yıkık... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |