YAĞMURDAN SONRAKİ TOPRAK KOKUSUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın aslolan yağmurdur aslına bakarsan
lakin biz hep sonrasındaki toprak kokusunu içimize çekince anladık yağmurun kıymetini...
Aşk bir rastlantıdır aslında.
Bir duvarın üzerinde yazılı adını gördüğünde veya bir otogarda gözün sürekli yukarıda asılı duran yaşlı saate ilişirken hatırlanan bir masaldır yüzündeki o ufak tebessüme engel. Tesadüfen yaşanmıştır her şey. O peronda beklenir hala saat sabahın tam 9’unda. Yokluğudur onu hala seviyor olmana sebep. Belki sahildeki çay bahçesinde birlikte oturulup bir çay içilmemiştir henüz ama hep bu umutla, hep bir umutla yaşanmıştır. El ele yürünmemiştir yağan yağmura inat, öyle platonik falan değil! Sırılsıklam hem de! Belki hiç onun okuldan çıkışı beklenmemiştir soğuk bahçe duvarının üstünde, oturulup bir sigara yakılmamıştır daha iliklerine kadar donarken. Aşk bir rastlantıdır aslında. Yitirilen bir saydamlıktır Ve adının aşk olduğu hep çok sonraları anlaşılır… Hatıralarıdır her defasında boğazında düğümlenen ve yutkunmana engel bir ömürdür dudaklarındaki çatlaklar. Aşk bir savaştır aslında. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, taşıdığımız bedenlerin, artık başka adam, başka kadınların olduğunu bile bile beklemektir Her sabah o peronda, Hem de sabahın tam 9’unda! Aşk bütün pişmanlıkların toplamıdır biraz da. İyi ki ile başlayıp Keşke ile biten tüm yargıların yanaktan süzülüp kekremsi tadını ağzına bırakmasıdır gözyaşlarının. Hala bir alışkanlıkla radyoda çıkan ilk şarkıyı ona armağan etmektir. Defalarca kez tövbe edip yine şiir yazmaktır derinliğine gözlerinin. Aşk o gözlerde yitirilen bir saydamlıktır aslında Ve adının aşk olduğu çoğu kez Çok sonraları anlaşılır… Cihat KIRDAR 26/04/2010 |