BOŞUNA UĞRAŞMA
Garip bir oyunun içinde yitik kalmış bir muzdaribim.
Gözlerim haram görmemiş, Ellerim ateşten çekilmemiş. Hücrelerim an be an yanarken bile oyun bitmemiş. Her kazandığımda yenisi gelmiş. Her defasında kahbe ordular sürülmüş üssüme. Her seferinde sahte komutanlar yürümüş üstüme. Her kezinde yenmişim. Herkes saygı duymuş zaferime. Yüreğim kurşunlara kalkan. Baştan aşağı her yerim kan. Bakmayın öyle! Bir ulusun hürriyetidir midemde ki boşluk. Bir milletin istikbalidir dilimde ki kuruluk Ve bir bayrağın rengidir bedenimden akan. O bayrakta ki ay yıldızdır, Sinsi tuzaklar kurduğunuz bu geceyi kuşatıp, Sizi korku sokağında ürkek bırakan. Adım Ahmet’tir benim. Siz Mehmet de diyebilirsiniz. Ege’yim, Akdeniz’im, Güneydoğu’yum. Ve ben Çanakkale’yim, siz geçemezsiniz. Etden örülmüş bir duvarım yaklaşan gemilerinize. Yüreği zırh kesilmiş bir askerim, taş kesilmiş kalplerinize. Siz korkak, hain, kalleş... Ve bir çocuğa namlu doğrultacak kadar kahbe. Benim adım Yavuz Sultan Hani vardı ya, gördüğünüzde iliklerinizi bile korkutan. Ve benim adım Seyyit. Tutup fırlatırım mermileri üzerinize. Boşuna uğraşma siyonist. Bir işçinin oğluyum ben. Gözüm kartal gözü, Yüreğim aslan yüreği, Soyum Türk soyu, Yolum hak yoludur. Boşuna uğraşma. Bükemezsin bu bileği. Seslerinizi kesin. Saklayamazsınız bu gerçeği. Siz, çığlıkların ardına saklayın masumiyeti. Siz, işkenceden geçirin binlerce Ahmet’i. Gerçeği, bombalarınızın dumanları, Ve gök delenlerinizin dekoratif kapıları ardına saklasanız da, Biliyorum aklınızın ara sokaklarında ki gecekonduda, Günah kokan çarşaflarla örtülmüş bir yatakta yatan tilkiyi. Bir metropolün içinde ki, O büyük bahçeli, beyaz sarayınızın içinde, Taaaa uzaklarda ki mermilerin seslerini dinleyip, Cafcaflı nağmeler mırıldanırsınız dünyaya. Ama üzerine sinekler konan, kokuşmuş bir çöplük vardır, O taş kesilmiş, Çıplak bir esirden bin katmer daha rezil olmuş, Irak’ın Sokakları, Bağdat’ın yolları ve Filistin’in Caddeleri kadar kana doymuş, Ama bir türlü şerefsizliğe doymamış olan Ve domuz leşini andıran yüreğinizin varoşlarında. Siz kanlı mermiler sıkarsınız kutsallığa. Siz kurşun sıkıp kanımızı akıtsanız da, Biz taşı sıkıp suyunu çıkarırız. Döktüğünüz kan, zafere giden bir adım değildir. Onun her damlası, Yeni bir bayrağın boyası. Geride kalan her gece, ay yıldızı doğuran anadır. Bu toprağa kan dökülmedikçe, Ay ikiye bölünmedikçe, Yıldızlar dünyayı terk etmedikçe Bu toprak, bölünmez bir vatandır. Nuh BARITCI |
Ay ikiye bölünmedikçe,
Yıldızlar dünyayı terk etmedikçe
Bu toprak, bölünmez bir vatandır.
Şair yine dopdolu bir şiir.Söylenecek kelam bırakmamışsınız.Banada tebrik etmek düşüyor tüm kalbimle.Saygılarımla.