GÖZÜMÜN NURU
Öylece seni düşünüyordum ben de.
Zira, sıhhatli bir nefes gibi düştün içime. Gelemedim aylarca pencerenin önüne. Esrârını çözemedim aşkın soramadım bile. , Sakın ha! Ne cürret? Hesap sorulur mu sevdaya? Elinde sonunda biter varsa bir dert, mevcutsa tasa. Nedenini sormak yakışmaz yüreğime aşkın. İsterim ki aşkın, bedenimden taşsın. Çamura saplanmış ayaklarım cilalı şimdi. O bir elmasa söndü, sayende öyle bir parlıyor ki. Kimmiş bakalım aşkıma karşı çıkacak zır deli? Ağzımda sözler pişmiş, yakmış dilimi. Masama otur da tat artık ziyafetimi. Asla bozulmaz bu sofra, bitmez gönlümün aşk sotesi. Çatal bıçak gerekmez, aç yüreğini. Olmaz bu sofrada ki ekmek lekeli. Kapat kapıyı. Kimse rahatsız etmesin bizi. Senin için hazırladım bu yemekleri. Ellerimle pişirdim bu saf yüreği. Ve sana sundum gönül mutfağımın en güzel nimetlerini. İstersen yiyip bitirebilirsin beni. Yine de tükenmem ömründen, bırakmam ellerini. Olsa da her yanım yara, bozamazlar lezzetimi. Rendelesinler beni, kessinler ekmek gibi. Umurumda olmaz, hıçkırıklarım patlatsa da imiğimi. Merdivenlerini tek tek çıkarım bu aşkın, duymazlar ayak seslerimi. Gitmem, ay doğarken batan güneş gibi. Öykenemez ayrılık getiren rüzgarlar bana. Zira fırtınaları deviremedi beni. Üzüm asması gibi koy vermedim yerlere kendimi. Mermilerin hışmından korkmadım. Üstümde tonlar varken bile, aşkımı çıkarıp atmadım. Ne yapıp edip tuttum yeminimi. Ne yaptıysa sevda bana, sevdim seni. Usulca büyüdü suladığım toprakta sevda çiçeği. Razı olmam bir gün hüzün sarmaşıklarının sarmasına. Ulu sevdan toprağımın en değerli bitkisi. Aşkın yüreğimin tek gerçeği. ......................... Nuh BARITCI |