Lullaby
Defalarca not düştüm yaprak aralarına
Soğuk bir sabahın koynunda yaşlanacaktı intihar hecelerim. ... Yasak kentin çıkmaz sokaklarında vurulurken öksüz kısraklar Yağmurun ninnisi uyandıracaktı komaya girmiş yoksulluğu Ve yeniden yazılacaktı yalnızlığın fahişeliği. Kardelenler uyandığında sefillik yeniden dirilecekti Tıpkı on sekizine yeni girmiş edalı bir kız gibi kırılgan. Onunda küçük elleri olacaktı Sarılmaya çalışacaktı annesinin göğsüne Açlığını bastıramazken günah tohumları dirilecekti dilinde. Kulağını yırtan ninnilerin adı gibi Ağıt yankılanırken, tabuta düşecekti kefensiz. Lânet yağarken meleklerin dudaklarından Öksüzlüğün tak dediği yerde üzerine dökülecek toprak Tıpkı güneşe yüz süren kardelenler gibi, kısa ve öz. Dünün intiharlarını süslerken gecenin koynuna Kırağı sarılacak dudaklarıma. Sabaha dek süren sancının sıcaklığı izbe sokaklarda satılırken Yarının bacak arasına peşkeş çekilecek hayat. Ve sen hayat Dokunacaksın annenden kalan ağıtların sıcaklığına. |
Derinliği özgünlüğü ve sözcüklere olan hakimiyeti ile kendini okutan bir kalem.
Kutlarım.