kader keten/ keder saten/ zaten...söyleyin; önce sevmeyi öğrensin o çocuk sonra gelip çalsın aklımı ben birisi öz/ gerisi üvey tam bin hayal büyütmüşüm sabrım sağır/ umudum uyuşuk gücüm yok… bilsin kaderimin kumaşı saten değil keten; açılmıyor/ buruşuk... izmir’imin kordonboyunda dizi dizi el ele bir sürü aşık... güzel gözlü kızlar/ iri gönüllü gençler bense bir kadeh rakının dibinde sızı sızı... eridi eriyecek bir buzun yazgısına karışık; gülüyor ve sövüyorum adamın çok sevilenine hele bir de bunu bilenine avuç dolusu ölü toprağı serpmişim daha saçının teline dokunmamış şu ellerimle o şimdi bir rüyada ki pembesinden alına alnındaki çizgiden kara basan ayaklarına dek bir kibir düşünün/ bol geliyor o dev bedene o’nda ağır bir uyku/ bende bir uykuya dalamama ve ona/ ve kendime/ ve aşkıma verdiğim sözü uyandırıp da geri alamama hâli hecesiz her gecem karabasan gecesiz her hecem kar’a basan o ayaklara köle ama söyleyin bilsin/ gücüm yok ben ikisi öz/ gerisi üvey… tam dört hayat öğütmüşüm hem artık ne ahmet abi’den hayır var ne adalar… ne sahiller… ne de mozart hâlimden anlar iranlı bir kemancının yayına sığınmışım hangi notaya bassa oraya savruluyorum ki her bastığı nota keder bereket ki şairin kederi keten değil saten; basıp geçtiği her notayla mutluluktan kavruluyorum... ama yine de unutmayın söyleyin önce sevmeyi öğrensin o çocuk sonra gelip çalsın/ zaten... kaçırmıyor…/ ben aklımı hâlâ… onun için saklıyorum. JD |
Büyücü olmadığınızdan adım gibi emin olsam da...
Her eserinizde neden büyüleniyorum ?...
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM