SARI H Ü Z Ü N
-
Ve yeni bir rüya görmek için uyanırsın güne değiştirmek için ezberlerini artıklarından silkeler yaşam bezini, geçersin eski gölgeleri bir umutla başlar çizimler, yeni eskizlere umarsız, başıboş düşünceler orda burda amaçsız gezdirilirken akıl sevgiler üveyken / sevgiler yoksul bir ney, nasıl üflenir yaşamın soluğuna ne havadaki bahar kokusu ne mavi gökyüzü... hangi çeşmeye değerse değsin ağzın kanmaz için; nabzı vurmaz güzelliğin zaman aynasında değişmeyen yüzü hep aynı / kederli sarı eylül hüznü hangi güzelliğin iksirini içerse içsin gözü darağacına giden kişi ölüm aryasını söyleyen cellâdına gülümseyebilir mi nasıl büyütülür ışık hayat kundaklamışken renkleri körüklenemeyen yaşamın ateşi sözsüzlüğe müptelâlığı sürdürür, paslanmış dilini düşer/sin ertelenmiş zaman/dan yakınınken evvel, ilkbaharın gözleri, gurbettir şimdi her mevsimden binbir türlü artık dağınık / toplanmayan bir hurdalıktır elindeki içinin çölünde tüner çığırtkan akbabalar kıvrandırıp usandırır bitirmeden gitmelerin sancısı her günün ayrı kan kaybederken kendi hayat suyuyla tazelenen acılar kocayamaz bir türlü gözlerini bağlayamazsın hükmedemezsin bakışlarına küstürüp yaşam çiçeğini derinden çizer yüzünü eylül bu “dönülmez akşamın ufku” yeşile döndürmek mümkün mü safran sarı yapraklarını ve gölgendir gezen, hayâl yeşilin içinde... Hâdiye Kaptan -(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Türk-ispanyol ortak dilde yayınlanan Puente-(Köprü) adlı dergide İspanyol’caya çevrilerek yayımlanmıştır. |
''kızıla çalmaya yüz tutmuş yaprakları asmaların
habercisi olsa ne yazar uzak yolların yolcusu baharların
toprağa düşme pahasına
olgunlaşmaya mahkum bir meyvedir yaşamak''
Saygılar